31 Aralık 2014 Çarşamba
Akıllı Modelleme ve Şematik Bağlantılar
15 Kasım 2014 Cumartesi
Bu Sayfanın Çevirisini Yap Problemi
13 Kasım 2014 Perşembe
18 Ekim İzmir SEO Konferansı Hakkında
23 Eylül 2014 Salı
SEO Konferansı 2014 İzmir
Fikir 360 Ana Sponsorluğunda, “18 Ekim 2014 Cumartesi” günü gerçekleştirilecek olan SEO Konferansı 2014 İzmir organizasyonuna Türkiye’nin tanınmış SEO uzmanları konuşmacı olarak katılıyor.
Ege Üniversitesi Ebiltem Teknoloji Transfer Ofisi’nde yapılacak olan konferansa katılım ücretsizdir. Konferans katılım sayısıysa 250 kişi ile sınırlandırılmıştır. Konferansa kayıt için www.seokonferansi.com web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Konuşmacılar:
Mümin DENİZ – Fikir 360Çağdaş AKAGÜNDÜZ – TamSeo+Tarık ÇAYIR – WordPress TürkiyeKaan GÜLTEN – WebturesUğur ESKİCİ – n11.comSEO sektörünün saygınlığını arttırmak, SEO ile ilgili olan kişilerin bir araya gelmesini sağlamak maksadıyla; 18 Ekim 2014 Cumartesi tarihinde yapılacak olan SEO Konferansı 2014 İzmir’e hepiniz davetlisiniz.
3 Haziran 2014 Salı
Panda 4.0 Güncellemesinin Ardından
Google ve dolasıyla SEO dendiğinde dünyanın dört bir yanında akla gelen ilk isimlerden olan Matt Cutts 20 Mayıs’ta attığı tweetle, uzun zamandır beklenen kapsamlı güncellemenin adını koydu: Panda 4.0. Google algoritması her ne kadar biz farkında olmadan durmaksızın güncelleniyor olsa da, yıl içerisinde oldukça geniş içerikli güncellemeler oluyor ve bu güncellemeler kimilerini sevindirirken kimilerini de bir hayli kızdırıyor. Son devasa güncelleme olan Panda 4.0 Matt Cutts tarafından duyurulmuş olsa da, geniş içerikli bir açıklama yapılmaması kısa sürede pek çok spekülasyonu da peşi sıra getirdi. Acele ederek spekülasyonlar üzerinden güncellemeyle ilgili bir yazı yazmaktansa, suların durulmasını beklemenin daha doğru bir karar olacağı kanaatine vardık ve bir şeyler yazmayı da bu yüzden geciktirdik.
Birçoğumuzun alıştığı üzere güncellemenin arından geçen ilk birkaç gün irrasyonel gibi görünen ciddi sıralama dalgalanmaları oldu. Halihazırda web sitelerinin kıyılarına dalgalar ulaşıyor olsa da, okyanus sularının nispeten durulduğu yani dalgalanmaların oldukça çok daha küçük ölçekli olduğu söylenebilir. Güncelleme öncesi belirli sektörleri alakadar eden anahtar kelimelerle yapılan aramalarda ilk sayfaya olmasa da, üst sıralara spammer olarak nitelendirilebilecek sitelerin çıkması zaten yeni bir güncelleme olacağını işaret ediyordu. Panda 4.0 güncellemesinin ardından ABD merkezli SEO blogları ve web sitelerinde güncellemenin kaliteli ve özgün içerik yayıncısı olmayan web sitelerini cezalandırmak için yapıldığıyla ilgili yazılar yayımlandığından, yerli sitelerde de ertesi günden itibaren benzer başlıklarla benzer açıklamalar yayımlanmaya başladı. Şuan bile onlarca sitede Penguen 4.0 güncellemesinin kaliteli içeriği ödüllendirmek için yapıldığına dair yazılara rastlayabilirsiniz.
Peki, güncelleme gerçekten de kaliteli içerik yayıncısı siteleri ödüllendirme amacını mı taşıyordu ve bunda ne kadar başarılı oldu?
Penguen 4.0 Güncellemesi Ne Kadar Önemli?Güncelleme öncesinde E-Bay gibi dünya devi markaların da aralarında olduğu ve genel olarak karının büyük bölümünü ABD’li internet kullanıcıları üzerinden elde eden sitelerde ciddi düşüşler yaşanmaya başladığı görüldü. ABD’li webmaster ve SEO uzmanları belirli kelimelerde dominant olan sitelerin ilk sayfadan 3. sayfaya kadar gerilemesiyle ilgili pek çok teori üretiyordu ki, Panda 4.0 güncellemesi geldi. Penguen 4.0, birçok şeyin değiştirildiği birincil bir güncelleme olduğu için bir hayli önemli. Güncelleme öncesinde yaşanan dalgalanmalardan yola çıkılarak pek çok SEO uzmanın birleştiği nokta, yeni Penguen güncellemesinin “kaliteli bir yayın içeriği ve backlink profili” olmayan siteleri elemek için yapıldı.
Şuan dahi hemen her yerde yeni Penguen algoritmasının temel işlevinin içerik kalitesini öne çıkaran ve özgün olmasına karşın “yazmak için yazılmış” içerikleri yayınlayan sitelere ceza kesme amacını güttüğü düşünülüyor. Daha önce yayınlanan içerikleri özgün kelimeler kullanarak yeniden yazan yani webmaster camiasında Re-Write denen taktikler ile özgün içerik yayıncısı “gibi” görünmeye çalışan web sitelerinin yeni güncelleme sonrası işi daha da zorlaşmış oldu. Güncellemenin önemli noktalarından biri de, backlink profilli kaliteli olmayan web sitelerine ceza kesmek.
Ancak ne var ki; değil yüzler ve binlerce, on binlerce backlinki olan web sitelerinin tüm bu linklerin ne kadarını Google’ın istediği veya belki de hayalini kurduğu şekilde organik olarak aldığıysa hala koskocaman bir soru işareti olmaya devam ediyor. Backlink ve içerik kalitesine odaklanan yeni güncelleme sonrasında küresel markaların web sitelerinde dahi 20-30 sıraya varan düşüşler yaşandı. Penguen 4.0 önemli olmasına önemli ancak hala SEO çalışmalarının özünde olan backlink çalışmalarının “mantığına aykırı” bir düzenleme olmuş gibi görünüyor. En azından şimdilik…
Güncellemenin Lokal Aramalar Üzerindeki EtkisiBacklink ve içerik kalitesiyle ön plana çıkan sitelere ödül verme maksadı güdülerek gerçekleştirilen ve bunu ne derece başardığı şuan için soru işareti olmaya devam eden Penguen 4.0 güncellemesi, lokal bazlı aramalara da bir düzenleme getirmeye çalışıyor. Yiğidi öldürüp hakkını vermek gerekirse yeni güncellemenin içerik ve backlink kalitesini belirleme konusunda beklentilere “henüz” yanıt verememiş olmasına rağmen lokal aramalarda daha efektif sonuçlar elde edilmesini sağladığı da bir gerçek.
Bölge bazlı arama yapan ziyaretçiler düşünülerek oluşturulan sayfaları algılamakta daha fazlasını vaat eden yeni algoritma, Google hesaplarıyla oturum açılarak yapılan aramalardaysa haritalardan aramayla ilgili Google Plus profilli paylaşımlarına kadar çok daha geniş içerikli veri akışı sağlıyor. Panda 4.0, daha önce de önemli olan lokal arama odaklı On-Page (Site-içi) SEO düzenlemelerinin daha da fazla dikkat edilmesi gereken bir konu haline dönüşmesini sağladı.
Penguen 4.0 Sonrası Ayakta Kalan SitelerYeni güncellemenin içerik kalitesiyle ön plana çıkan siteleri ödüllenme amacına sahip olduğu söylenmesine karşın güncellemenin ardından ayakta kalan veya ilk sayfaya gelen siteler arasında hala “parazitlerin” olduğu görülüyor. Bunun haricinde en önemlisi backlinklerin kaliteli olmasından söz edilse de, herkesin bildiği üzere istediği kelimelerde ilk sıralara yerleşen web sitelerinin oldukça büyük bir bölümü aldığı linklerin tamamını kendi yönetiyor ya da bu işi yapacak SEO danışmanlarıyla çalışıyor. Google web sitelerinin doğal yollarla link almasını arzu etse de, hala herhangi bir Blog yayıncısının veya site sahibinin yayın içeriğinde bir siteden bahsederken linkleme yapmadığı gerçeği de karşımızda duruyor. Kaldı ki binlerce linki olan bir sitenin, bu linklerin %90’ına yakını tıpatıp aynı kelime üzerinden “doğal bir şekilde” almış olduğunun düşünülmesi de olsa olsa saflık olur.
Güncellemelerin farklı amaçlara hizmet ettiği söylense de, hala tamamına yakını kendi yönetiminde olan linkleri olan web siteleri kaliteli linkler vermeye devam ettiği sürece zirveye oymayı sürdürüyor. Kaynak siteler üzerinden istenen kelimelerden “bizzat” veya SEO firmaları tarafından çıkılan linkler dışında ilk sıralara çıkmak ve kalıcı olmak için hala başka bir seçenek yokmuş gibi görünüyor. Ancak yeni güncelleme bu SEO çalışmalarıyla zirvede kalmak için daha fazla link almak yerine, daha kaliteli linkler almanın önemli hale gelmesini sağladı. Binlerce linkin işlevini artık yüzlerce, yüzlercesinin işlevini ise onlarca “kaliteli” link görebiliyor.
Güncelleme ne derse desin hala istenen kelimelerde yükselmek için on binlerce farklı web sitesinin kendi kendine, üstelik tam da istediğiniz kelimeler üzerinden ve doğru şekilde link vermesi beklemek yerine bunu kendinizin veya SEO danışmanınızın yapması gerekiyor. Zira onlarca etken faktör olmasına rağmen düğümü açan, dönüp dolaşıp backlinkler olmayı sürdürüyor…
27 Mayıs 2014 Salı
Etkin Blog Kullanımıyla Trafik Arttırma
Tamseo takipçileri için bu hafta web sitelerinin trafiğini, nasıl “daha yüksek karlılık” sağlayacak şekilde arttırılabileceği ile ilgili bir yazı yazmaya karar verdik. Web sitelerini trafiğini körü körüne arttırmak için yapılan amaçsız SEO çalışmaları, trafik yükselirken firmanın ürün ve hizmet satışında kayda değer bir artış yaşanmamasına yol açıyor. Ziyaretçi hacmi istikrarlı bir şekilde arttırmasına rağmen istediği yüksek karlılık seviyelerine ulaşamayan firma sahiplerinin daha akılcı davranması, trafiğini müşteri potansiyeline dönüşmesi gerekiyor. Etkili bir trafik kaynağı olan blog siteleriyse link etkileşimi, paylaşım, sıralama, müşterilerden geribildirim alma gibi birçok konuda yardımcı olabilir.
Firmanın potansiyel müşterilerini tanıması, hem sitesinde hem de bloglarında yayınlanan içeriğini bu kişilere hitap edecek şekilde yapılandırmasına yardımcı olur. İnsanların dikkatini çeken ve sosyal medya araçlarında paylaşılan içeriklere ev sahipliği yapan bloglar, arama motoru sıralamalarında tahmin edilenden de daha yüksek rekabet gücüne sahiptir. Ayrıca firma sitesinde sadece Pagerank kazandırmak için alınan linklerin yerine, blog üzerinden gelen “trafik sağlayıcı” linkler de etkili bir şekilde kullanabilir.Bu bağlamda bloglar, en etkili trafik sağlayan link kaynaklarından biridir. Yalnızca bir veya iki kişilik küçük bir editör ekibi kurarak, pek çok kişinin önemsemediği bloglarla bile firmanın satışa sunduğu ürün ve hizmetlerle gerçekten ilgilenen ziyaretçilerin ilgisini çekmek mümkün. Blog üzerinden yapılan yayınlar sayesinde kayda değer trafik akışı sağlanabiliyor ki, zaten halihazırda bunu yüzlerce firma yapıyor. İnsanların ilgisini çekmek için onları anlayan insanlara ihtiyacınız olduğunu ve söz konusu blog olduğunda mutlaka iyi iş çıkaran bir veya birkaç editöre ihtiyacınız olacağınız unutmayın. Kopya-yapıştır metinler, yorumlar, sosyal medya paylaşımlarıyla etkin blog yönetimi ve kaliteli trafik akışı sağlamak mümkün değil!
Ciddi meblağlar harcamadan elde edilmesi mümkün olmayan yani çok değerli olan müşteri geribildirimlerine “ücretsiz olarak ulaşma” imkanı da sunan blog siteleri, firmanın satışa sunduğu ürün ve hizmetlerle ilgili sitesinden çok daha uzun bir şekilde bilgi verebileceği kaynaklardır. Firmanın kendi müşterileri kadar potansiyel müşterileri de blog sitelerine kolayca yorum yazabilir, bu yorumlarla sağlanan bilgi akışı ile firma müşterileri memnuniyetini arttırmak için yeni stratejiler geliştirebilir. Her internet kullanıcının aşina olduğu bir şekilde yani bloglar üzerinden içerik üretmekse basit gibi görünmesine rağmen zorlu bir iştir.
Katılım Sağlamak İçin Katılım GösterinMüşterilerle etkileşim kurmaktan kaçınırken bir yandan da blog siteniz üzerinden firma sitenizin trafiğini arttırmanız mümkün değil. Siteniz ve bloglarınız üzerinden yapılan yayınlara katılım sağlanmasını istiyorsanız yani insanların içerikle ilgili size e-posta göndermesini, sayfa linklerinizi sosyal medyada paylaşmasını, potansiyel müşterilerinizin size güvenmesini sağlayacak olumlu yorumlar yazmasını istiyorsanız sizin de katılımcı olmanız lazım. Zaten blogların mantığı kolay bir şekilde karşılıklı etkileşim kurulması, firmanın daha samimi bir dille kendinden, ürün ve hizmetlerinden bahsetmesidir.
Sadece tek bir blogla yetinmeyerek on ve belki daha da fazla blog sitesi açan pek çok firma bulunmasına rağmen bu bloglarla kimse ilgilenmediği için asıl siteye trafik akışı da asla sağlanamıyor. İlgilenebileceğiniz, blog takipçilerinizin beklentisine yanıt verebileceğiniz kadar blog sitesine sahip olmanız önemli. Haftada bir defa “öylesine bakmak için” giriş yaptığınız on tane blog yerine, her gün düzenli aralıklarla kontrol ettiğiniz tek bir blog trafik artışınız için çok daha faydalı olacaktır. Blog sayfalarındaki herhangi bir yorumun hemen yayınlanması ve bu yoruma gerek blog üzerinden gerekse de e-posta ile kısa sürede yanıt verilmesi, insanların firmanıza olan ilgisini arttıracaktır. İnsanlar böylelikle kısa bir süre içinde firmanızın sadece öylesine bir blog sitesinin olmadığını, spam yapmak yerine müşterilere yardımcı olmak istediğinizi anlayacaktır. Bu da, er ya da geç güvenilirliğinizin ve tanınırlığınızın atmasını sağlayacak, “asıl hedef müşteri” kesiminizin katılımı ile trafiğinizin artmasını sağlayacaktır.
Herkesle Etkileşim KurunSatışa sunduğunuz ürün veya hizmetle ilgili herhangi bir blog içeriğine yazılan, ilk bakışta oldukça ilgisizmiş gibi görünen bir yorum bile ilerleyen günlerde müşteri kazandırabilir. İnsanlar blog siteleri üzerinden firmalara herhangi bir soru yönelttiğinde kendisiyle iletişim kurulmasını, kişisel bir bağlantıya sahip olmayı sever. Blog içeriğinize yorum bırakan ziyaretçilerin e-posta adresi veya sosyal medya hesabı bırakıp bırakmadığını kontrol etmek, uzun süreli etkileşim kurulması açısından önemlidir. Blogunuzu takip eden kullanıcılar birçok farklı sosyal medya hesabı kullanıyor olabilir. Firmanızın tüm bu sosyal mecralarda bir hesabının olduğundan emin olun ve bu hesapları kullanarak halihazırda “zaten firmanızla ilgili olan” bu insanları kampanyalarınızdan haberdar edin.
Twitter üzerinden belirli hashtagleri kullanarak ilgili ilgisiz, genç yaşlı fark etmeden çok geniş bir kullanıcı kesimine kampanyalarınızdan bahsetmek yerine blog ziyaretçilerinizle etkileşim kurmak çok daha faydalı olacaktır. İlk temasın önemli olduğunu unutmayın. Sosyal medya hesabı veya e-posta adresini bildiğiniz bir potansiyel müşteriyle iletişim kurarken, direk bir spammer gibi fırsatlardan ve fiyatlardan bahsetmek yerine daha sade bir dil kullanın. Karşınızdaki “insana” sadece sitenize yorum yazdığı ve içeriğinizle ilgilendiği için teşekkür etmek dahi size pozitif geribildirim imkanı sunabilir.
Subdomain Kullanımına Dikkat EdinDomaininizin gücünü ve Rank potansiyelinizi etkilediği için ayrı veya değil, subdomain kullanırken dikkat edin. Birkaç farklı ayrı subdomain kullanmak bloglarınız üzerinden yayınladığınız içeriklerle SEO anlamında sağlanan faydanın çok fazla dağılmasına neden olur. Tüm içeriği tek bir alt klasörde toplamak, zamanla yeni içerik yayınlandıkça ve kullanıcıların bu yayınlara gösterdiği ilgiyle artan SEO potansiyelinizi daha avantajlı bir şekilde kullanmanızı sağlayacaktır. Bu sayede bu internet kullanıcılarının sosyal medyada paylaştığı, yorum yazdığı blog sayfalarını istediğiniz siteler için “abartmamak suretiyle” bir link kaynağı olarak da kullanabilirsiniz.
Sosyal Medya Trendlerini Takip EdinTwitter TT’lerini takip etmek, “sektörünüzle ilgili” çok fazla takip edilen ve düzenli paylaşım yapan kişileri mention etmek, Google Plus paylaşımlarında popüler tagleri kullanmak, ilgi gören Facebook sayfalarına boy göstermek blog sitenizin dikkatlerini üzerine çekmesine yardımcı olabilir. Ancak en başta belirtmekte fayda var ki, günün trendlerini takip ederek insanların ilgi gösterdiği alanlarda blog tanıtımı yapmaya çalışmak iki ucu keskin bir bıçak gibidir. Bıçağı kendinize saplamamak adına, bunu yaparken spammer damgası yememeniz gerekir. Doğrudan “yazmak için yazılmış olan”, kopya-yapıştır içerikler yerine dikkat çekecek birkaç kelime ya da cümle yazmayı deneyin. Popüler bir Twitter profilinin dikkatini çekebileceğiniz bir mention sayesinde bu kişinin RT etmesini, böylelikle blog tanıtımınızın başkaları tarafından yapılmasını sağlayabilirsiniz.
Blog sitenizdeki yayınları Google Plus profilleri üzerinden, popüler tagleri kullanarak paylaşmak da firmanızın Google+ çevresinin genişlemesine yardımcı olacaktır. Google zaten çok önceleri Google+ çevrelerinin ve paylaşımların +1’lenme oranlarının arama motoru sonuçlarının iyileştirilmesinde kullandığından bahsetmişti. Firma sitenizin değerinin artmasını sağlayacak bu blog paylaşımları hem sosyal ağ paylaşımlarınızın daha geniş bir kesme ulaşmasına hem de sitenizin arama sonuçlarında kendine daha iyi bir yer bulmasına yardımcı olacaktır.
Daha Kaliteli İçerik Daha Fazla TrafikDaha kaliteli içerikler yayınlayarak sitenin internet kullanıcıları ve dolasıyla arama motorları gözündeki değerini yükseltmek, SEO ile ilgili evrensel bir gerçektir. Tıpkı sosyal medya etkileşimini doğru bir üslupla kurmaya özen göstermeniz gerektiği gibi, blog sitenizdeki yayın içeriğinin de belli bir kalitenin üzerinde yer almasını sağlamanız lazım. Bunu yapmanın hala en etkili ve tek yoluysa iyi bir editoryal ekibe sahip olmanız. İnsanlarla etkileşim kurmak için insana ihtiyacınız olduğunu, bir kenarda duran hazır metinleri kopya-yapıştır yaparak kaliteli yayıncılık yapamayacağınızı unutmayın.
Tamseo’da yayınladığımız onlarca içerikte içerik kalitesinin ne kadar önemli olduğunu, SEO çalışmaları ile trafik akışı sağlamak için ne kadar çaba sarf edilirse edilsin insanların “siteyi ziyaret etmesine değecek” kalitede içeriğe sahip olunmaması halinde boşa kürek çekileceğini söyledik. Hala da ısrarla söylüyoruz!
Kendi Görsellerinizi OluşturunSite ve bloğunuzdaki içeriklerin “sizin için” üretilmiş olması, sadece iyi iş çıkaran editörlerle çalışarak özgün ve kaliteli yazılar yazmanız anlamına gelmiyor. Basit bir Google Görsel araması yaparak herkes tarafından ulaşılabilecek görsellerin hizmet sektöründe faaliyet gösteren ticari işletmeler tarafından kullanılması söz konusu olabilse de, şayet bir ürününüz varsa üretici olarak ürününüzün kendi resimlerini kullanmanız gerekir. (Görsel SEO ve dosya URL’lerin optimizasyonu ile daha detaylı bilgi almak için SEO Rehberi sayfamıza göz atabilirsiniz.)
Diğer site ve blogların, üzerinde firmanızın ismi yazan veya logosu bulunan yani size ait olan görselleri kullanarak içerik yayını yapması tanınırlığınızın artmasında etkili olacaktır. Ayrıca ziyaretçilere kendinize ait olan görsellerin olduğu bir sayfayla karşılamanız, firmanızın ve ürünlerinizin güvenilirliğini de arttırır. İnsanlar ilgili görsellerin farklı markaların sitelerinden alındığını, bu görsellerle artık hemen her yerde karşılaştığı için hemen anlıyor. Bu görselleri kullanmanız firmanızın kendi ürettiği ürünlerin teşhirini dahi başkalarının fotoğraflarıyla yaptığını gösterir ki, bunun da pek doğru bir pazarlama yöntemi olduğunu söylemek mümkün değildir.
RSS ÖnemlidirE-posta istemcisi, web tarayıcı eklentileri, mobil uygulamalar ve özel RSS takip yazılımları ile artık blog sitelerinin yayın akışını takip etmek çok kolay bir hale geldi. E-posta abonelikleriniz ilk etapta ne kadar az sayıda olursa olsun, takipçilerinizin yeni yayınlarınızdan hemen ve kolayca haberdar olması için geri beslemelerinizi doğru şekilde yapılandırmayı atlamayın. Artık birçok RSS besleme konusunda oldukça işlevsel çözümler sunan birçok servis bulunuyor ve sadece bu servislerden herhangi birini kullanarak bile müşterilerle daha sıkı bir bağlantı oluşturmanız mümkün.
RSS beslemeleri göz önünde olmasını istediğiniz markanızdan bahseden blog içeriklerinizin, hedef müşteri kesiminizin gözünün önünde olmasını sağlar. Blog sitenizi etkin bir şekilde kullanarak, firmanızın satışa sunduğu hizmet ve ürünlerle ilgili olan daha fazla insana ulaşmak istiyorsanız RSS en güçlü silahlarınızdan biridir. RSS olmadan bloglar da anlamsız olacağı için sağladığınız trafiğin “kalıcı olması” için bu konuya mutlaka dikkat etmeniz lazım.
Link Etkileşimi OluşturunBlog sitenizin footer bölümündeki linkleri kullanarak firma sitenizin trafiğini arttırabilir, içeriğini kendiniz oluşturduğunuz için içerik kalitesinden emin olduğunuz bir kaynaktan gelen linklerle SEO anlamında da fayda sağlayabilirsiniz. Bu linklerin insanların ilgisini çekmesi için dikkat çeken birkaç kelime kullanmaya çalışın. “Sattığımız ürünlere ulaşmak için burayı tıklayın” gibi klişe ve basmakalıp bir ifade kullanmak yerine; “Sadece blog takipçilerimize özel %50’ye varan indirimlerimizi kaçırmayın” gibi daha sonuç odaklı ifadeleri kullanmaya çalışın. Blog takipçilerinizin kendini ayrıcalıklı hissetmesini sağlayan bu tür ifadeler, footer linklerinizin daha trafik akışı sağlamasına yardımcı olabilir.
Negatif Yorumlardan ÇekinmeyinBlog sitenizin yayın akışını sağlayan editör veya editörlerden, sürekli olarak nabza göre şerbet vermesini yani etliye sütlüye karışmadan sadece firmanın ürün ve hizmetlerinden bahsetmesini istemeyin. Karşıt fikre sahip olanların ilgisini çekebilecek, size “Hey, orada durun bakalım. Bu söylediğiniz, şu sebeplerden dolayı yanlış” diyebilecek insanlardan korkmayın. Bu tür negatif geri bildirimler bloğunuzun daha fazla ilgi çekmesini sağlayabileceği gibi, nerede yanlış yaptığınızı anlamanıza da yardımcı olacaktır. Dünya devi markalar dahi olumsuz müşteri geribildirimlerini öğrenmek için tonla para harcarken, siz olumsuz düşünen potansiyel müşterilerinize arkanızı dönmeyin.
İddialı olduğunuz alanlarda kendinize güvenin ve bunu da blog yayınlarınızla herkese gösterin. Negatif yorumda bulunan insanlara kibarlığı asla elden bırakmadan, mümkün olduğunca açık bir anlatımla yanıt verin. Verdiğiniz bu yanıtların da yorum bölümünde diğer insanlar tarafından görülmesini sağlayın. Böylelikle benzer düşüncelere sahip olan insanların muhtemel sorularının önüne geçer, firma olarak hizmet ve ürünlerinizin arkasında durduğunuzu gösterirsiniz. Ayrıca yorumlar ve sosyal medya üzerinden gelen sorular hemen herkesin merak ettiği konularsa, blog siteniz üzerinden bu ziyaretçileri firma sitenizin “Sıkça Sorulan Sorular” bölümüne de yönlendirebilirsiniz. Bu sayede sorduğu sorunun cevabını almak isteyen insanlar firma sitenizi tıklar ve siz de istediğiniz trafik akışını çok daha kolay bir biçimde sağlamış olursunuz.
20 Mayıs 2014 Salı
Etkin Blog Kullanımıyla Trafik Arttırma
Tamseo takipçileri için bu hafta web sitelerinin trafiğini, nasıl “daha yüksek karlılık” sağlayacak şekilde arttırılabileceği ile ilgili bir yazı yazmaya karar verdik. Web sitelerini trafiğini körü körüne arttırmak için yapılan amaçsız SEO çalışmaları, trafik yükselirken firmanın ürün ve hizmet satışında kayda değer bir artış yaşanmamasına yol açıyor. Ziyaretçi hacmi istikrarlı bir şekilde arttırmasına rağmen istediği yüksek karlılık seviyelerine ulaşamayan firma sahiplerinin daha akılcı davranması, trafiğini müşteri potansiyeline dönüşmesi gerekiyor. Etkili bir trafik kaynağı olan blog siteleriyse link etkileşimi, paylaşım, sıralama, müşterilerden geribildirim alma gibi birçok konuda yardımcı olabilir.
Firmanın potansiyel müşterilerini tanıması, hem sitesinde hem de bloglarında yayınlanan içeriğini bu kişilere hitap edecek şekilde yapılandırmasına yardımcı olur. İnsanların dikkatini çeken ve sosyal medya araçlarında paylaşılan içeriklere ev sahipliği yapan bloglar, arama motoru sıralamalarında tahmin edilenden de daha yüksek rekabet gücüne sahiptir. Ayrıca firma sitesinde sadece Pagerank kazandırmak için alınan linklerin yerine, blog üzerinden gelen “trafik sağlayıcı” linkler de etkili bir şekilde kullanabilir.Bu bağlamda bloglar, en etkili trafik sağlayan link kaynaklarından biridir. Yalnızca bir veya iki kişilik küçük bir editör ekibi kurarak, pek çok kişinin önemsemediği bloglarla bile firmanın satışa sunduğu ürün ve hizmetlerle gerçekten ilgilenen ziyaretçilerin ilgisini çekmek mümkün. Blog üzerinden yapılan yayınlar sayesinde kayda değer trafik akışı sağlanabiliyor ki, zaten halihazırda bunu yüzlerce firma yapıyor. İnsanların ilgisini çekmek için onları anlayan insanlara ihtiyacınız olduğunu ve söz konusu blog olduğunda mutlaka iyi iş çıkaran bir veya birkaç editöre ihtiyacınız olacağınız unutmayın. Kopya-yapıştır metinler, yorumlar, sosyal medya paylaşımlarıyla etkin blog yönetimi ve kaliteli trafik akışı sağlamak mümkün değil!
Ciddi meblağlar harcamadan elde edilmesi mümkün olmayan yani çok değerli olan müşteri geribildirimlerine “ücretsiz olarak ulaşma” imkanı da sunan blog siteleri, firmanın satışa sunduğu ürün ve hizmetlerle ilgili sitesinden çok daha uzun bir şekilde bilgi verebileceği kaynaklardır. Firmanın kendi müşterileri kadar potansiyel müşterileri de blog sitelerine kolayca yorum yazabilir, bu yorumlarla sağlanan bilgi akışı ile firma müşterileri memnuniyetini arttırmak için yeni stratejiler geliştirebilir. Her internet kullanıcının aşina olduğu bir şekilde yani bloglar üzerinden içerik üretmekse basit gibi görünmesine rağmen zorlu bir iştir.
Katılım Sağlamak İçin Katılım GösterinMüşterilerle etkileşim kurmaktan kaçınırken bir yandan da blog siteniz üzerinden firma sitenizin trafiğini arttırmanız mümkün değil. Siteniz ve bloglarınız üzerinden yapılan yayınlara katılım sağlanmasını istiyorsanız yani insanların içerikle ilgili size e-posta göndermesini, sayfa linklerinizi sosyal medyada paylaşmasını, potansiyel müşterilerinizin size güvenmesini sağlayacak olumlu yorumlar yazmasını istiyorsanız sizin de katılımcı olmanız lazım. Zaten blogların mantığı kolay bir şekilde karşılıklı etkileşim kurulması, firmanın daha samimi bir dille kendinden, ürün ve hizmetlerinden bahsetmesidir.
Sadece tek bir blogla yetinmeyerek on ve belki daha da fazla blog sitesi açan pek çok firma bulunmasına rağmen bu bloglarla kimse ilgilenmediği için asıl siteye trafik akışı da asla sağlanamıyor. İlgilenebileceğiniz, blog takipçilerinizin beklentisine yanıt verebileceğiniz kadar blog sitesine sahip olmanız önemli. Haftada bir defa “öylesine bakmak için” giriş yaptığınız on tane blog yerine, her gün düzenli aralıklarla kontrol ettiğiniz tek bir blog trafik artışınız için çok daha faydalı olacaktır. Blog sayfalarındaki herhangi bir yorumun hemen yayınlanması ve bu yoruma gerek blog üzerinden gerekse de e-posta ile kısa sürede yanıt verilmesi, insanların firmanıza olan ilgisini arttıracaktır. İnsanlar böylelikle kısa bir süre içinde firmanızın sadece öylesine bir blog sitesinin olmadığını, spam yapmak yerine müşterilere yardımcı olmak istediğinizi anlayacaktır. Bu da, er ya da geç güvenilirliğinizin ve tanınırlığınızın atmasını sağlayacak, “asıl hedef müşteri” kesiminizin katılımı ile trafiğinizin artmasını sağlayacaktır.
Herkesle Etkileşim KurunSatışa sunduğunuz ürün veya hizmetle ilgili herhangi bir blog içeriğine yazılan, ilk bakışta oldukça ilgisizmiş gibi görünen bir yorum bile ilerleyen günlerde müşteri kazandırabilir. İnsanlar blog siteleri üzerinden firmalara herhangi bir soru yönelttiğinde kendisiyle iletişim kurulmasını, kişisel bir bağlantıya sahip olmayı sever. Blog içeriğinize yorum bırakan ziyaretçilerin e-posta adresi veya sosyal medya hesabı bırakıp bırakmadığını kontrol etmek, uzun süreli etkileşim kurulması açısından önemlidir. Blogunuzu takip eden kullanıcılar birçok farklı sosyal medya hesabı kullanıyor olabilir. Firmanızın tüm bu sosyal mecralarda bir hesabının olduğundan emin olun ve bu hesapları kullanarak halihazırda “zaten firmanızla ilgili olan” bu insanları kampanyalarınızdan haberdar edin.
Twitter üzerinden belirli hashtagleri kullanarak ilgili ilgisiz, genç yaşlı fark etmeden çok geniş bir kullanıcı kesimine kampanyalarınızdan bahsetmek yerine blog ziyaretçilerinizle etkileşim kurmak çok daha faydalı olacaktır. İlk temasın önemli olduğunu unutmayın. Sosyal medya hesabı veya e-posta adresini bildiğiniz bir potansiyel müşteriyle iletişim kurarken, direk bir spammer gibi fırsatlardan ve fiyatlardan bahsetmek yerine daha sade bir dil kullanın. Karşınızdaki “insana” sadece sitenize yorum yazdığı ve içeriğinizle ilgilendiği için teşekkür etmek dahi size pozitif geribildirim imkanı sunabilir.
Subdomain Kullanımına Dikkat EdinDomaininizin gücünü ve Rank potansiyelinizi etkilediği için ayrı veya değil, subdomain kullanırken dikkat edin. Birkaç farklı ayrı subdomain kullanmak bloglarınız üzerinden yayınladığınız içeriklerle SEO anlamında sağlanan faydanın çok fazla dağılmasına neden olur. Tüm içeriği tek bir alt klasörde toplamak, zamanla yeni içerik yayınlandıkça ve kullanıcıların bu yayınlara gösterdiği ilgiyle artan SEO potansiyelinizi daha avantajlı bir şekilde kullanmanızı sağlayacaktır. Bu sayede bu internet kullanıcılarının sosyal medyada paylaştığı, yorum yazdığı blog sayfalarını istediğiniz siteler için “abartmamak suretiyle” bir link kaynağı olarak da kullanabilirsiniz.
Sosyal Medya Trendlerini Takip EdinTwitter TT’lerini takip etmek, “sektörünüzle ilgili” çok fazla takip edilen ve düzenli paylaşım yapan kişileri mention etmek, Google Plus paylaşımlarında popüler tagleri kullanmak, ilgi gören Facebook sayfalarına boy göstermek blog sitenizin dikkatlerini üzerine çekmesine yardımcı olabilir. Ancak en başta belirtmekte fayda var ki, günün trendlerini takip ederek insanların ilgi gösterdiği alanlarda blog tanıtımı yapmaya çalışmak iki ucu keskin bir bıçak gibidir. Bıçağı kendinize saplamamak adına, bunu yaparken spammer damgası yememeniz gerekir. Doğrudan “yazmak için yazılmış olan”, kopya-yapıştır içerikler yerine dikkat çekecek birkaç kelime ya da cümle yazmayı deneyin. Popüler bir Twitter profilinin dikkatini çekebileceğiniz bir mention sayesinde bu kişinin RT etmesini, böylelikle blog tanıtımınızın başkaları tarafından yapılmasını sağlayabilirsiniz.
Blog sitenizdeki yayınları Google Plus profilleri üzerinden, popüler tagleri kullanarak paylaşmak da firmanızın Google+ çevresinin genişlemesine yardımcı olacaktır. Google zaten çok önceleri Google+ çevrelerinin ve paylaşımların +1’lenme oranlarının arama motoru sonuçlarının iyileştirilmesinde kullandığından bahsetmişti. Firma sitenizin değerinin artmasını sağlayacak bu blog paylaşımları hem sosyal ağ paylaşımlarınızın daha geniş bir kesme ulaşmasına hem de sitenizin arama sonuçlarında kendine daha iyi bir yer bulmasına yardımcı olacaktır.
Daha Kaliteli İçerik Daha Fazla TrafikDaha kaliteli içerikler yayınlayarak sitenin internet kullanıcıları ve dolasıyla arama motorları gözündeki değerini yükseltmek, SEO ile ilgili evrensel bir gerçektir. Tıpkı sosyal medya etkileşimini doğru bir üslupla kurmaya özen göstermeniz gerektiği gibi, blog sitenizdeki yayın içeriğinin de belli bir kalitenin üzerinde yer almasını sağlamanız lazım. Bunu yapmanın hala en etkili ve tek yoluysa iyi bir editoryal ekibe sahip olmanız. İnsanlarla etkileşim kurmak için insana ihtiyacınız olduğunu, bir kenarda duran hazır metinleri kopya-yapıştır yaparak kaliteli yayıncılık yapamayacağınızı unutmayın.
Tamseo’da yayınladığımız onlarca içerikte içerik kalitesinin ne kadar önemli olduğunu, SEO çalışmaları ile trafik akışı sağlamak için ne kadar çaba sarf edilirse edilsin insanların “siteyi ziyaret etmesine değecek” kalitede içeriğe sahip olunmaması halinde boşa kürek çekileceğini söyledik. Hala da ısrarla söylüyoruz!
Kendi Görsellerinizi OluşturunSite ve bloğunuzdaki içeriklerin “sizin için” üretilmiş olması, sadece iyi iş çıkaran editörlerle çalışarak özgün ve kaliteli yazılar yazmanız anlamına gelmiyor. Basit bir Google Görsel araması yaparak herkes tarafından ulaşılabilecek görsellerin hizmet sektöründe faaliyet gösteren ticari işletmeler tarafından kullanılması söz konusu olabilse de, şayet bir ürününüz varsa üretici olarak ürününüzün kendi resimlerini kullanmanız gerekir. (Görsel SEO ve dosya URL’lerin optimizasyonu ile daha detaylı bilgi almak için SEO Rehberi sayfamıza göz atabilirsiniz.)
Diğer site ve blogların, üzerinde firmanızın ismi yazan veya logosu bulunan yani size ait olan görselleri kullanarak içerik yayını yapması tanınırlığınızın artmasında etkili olacaktır. Ayrıca ziyaretçilere kendinize ait olan görsellerin olduğu bir sayfayla karşılamanız, firmanızın ve ürünlerinizin güvenilirliğini de arttırır. İnsanlar ilgili görsellerin farklı markaların sitelerinden alındığını, bu görsellerle artık hemen her yerde karşılaştığı için hemen anlıyor. Bu görselleri kullanmanız firmanızın kendi ürettiği ürünlerin teşhirini dahi başkalarının fotoğraflarıyla yaptığını gösterir ki, bunun da pek doğru bir pazarlama yöntemi olduğunu söylemek mümkün değildir.
RSS ÖnemlidirE-posta istemcisi, web tarayıcı eklentileri, mobil uygulamalar ve özel RSS takip yazılımları ile artık blog sitelerinin yayın akışını takip etmek çok kolay bir hale geldi. E-posta abonelikleriniz ilk etapta ne kadar az sayıda olursa olsun, takipçilerinizin yeni yayınlarınızdan hemen ve kolayca haberdar olması için geri beslemelerinizi doğru şekilde yapılandırmayı atlamayın. Artık birçok RSS besleme konusunda oldukça işlevsel çözümler sunan birçok servis bulunuyor ve sadece bu servislerden herhangi birini kullanarak bile müşterilerle daha sıkı bir bağlantı oluşturmanız mümkün.
RSS beslemeleri göz önünde olmasını istediğiniz markanızdan bahseden blog içeriklerinizin, hedef müşteri kesiminizin gözünün önünde olmasını sağlar. Blog sitenizi etkin bir şekilde kullanarak, firmanızın satışa sunduğu hizmet ve ürünlerle ilgili olan daha fazla insana ulaşmak istiyorsanız RSS en güçlü silahlarınızdan biridir. RSS olmadan bloglar da anlamsız olacağı için sağladığınız trafiğin “kalıcı olması” için bu konuya mutlaka dikkat etmeniz lazım.
Link Etkileşimi OluşturunBlog sitenizin footer bölümündeki linkleri kullanarak firma sitenizin trafiğini arttırabilir, içeriğini kendiniz oluşturduğunuz için içerik kalitesinden emin olduğunuz bir kaynaktan gelen linklerle SEO anlamında da fayda sağlayabilirsiniz. Bu linklerin insanların ilgisini çekmesi için dikkat çeken birkaç kelime kullanmaya çalışın. “Sattığımız ürünlere ulaşmak için burayı tıklayın” gibi klişe ve basmakalıp bir ifade kullanmak yerine; “Sadece blog takipçilerimize özel %50’ye varan indirimlerimizi kaçırmayın” gibi daha sonuç odaklı ifadeleri kullanmaya çalışın. Blog takipçilerinizin kendini ayrıcalıklı hissetmesini sağlayan bu tür ifadeler, footer linklerinizin daha trafik akışı sağlamasına yardımcı olabilir.
Negatif Yorumlardan ÇekinmeyinBlog sitenizin yayın akışını sağlayan editör veya editörlerden, sürekli olarak nabza göre şerbet vermesini yani etliye sütlüye karışmadan sadece firmanın ürün ve hizmetlerinden bahsetmesini istemeyin. Karşıt fikre sahip olanların ilgisini çekebilecek, size “Hey, orada durun bakalım. Bu söylediğiniz, şu sebeplerden dolayı yanlış” diyebilecek insanlardan korkmayın. Bu tür negatif geri bildirimler bloğunuzun daha fazla ilgi çekmesini sağlayabileceği gibi, nerede yanlış yaptığınızı anlamanıza da yardımcı olacaktır. Dünya devi markalar dahi olumsuz müşteri geribildirimlerini öğrenmek için tonla para harcarken, siz olumsuz düşünen potansiyel müşterilerinize arkanızı dönmeyin.
İddialı olduğunuz alanlarda kendinize güvenin ve bunu da blog yayınlarınızla herkese gösterin. Negatif yorumda bulunan insanlara kibarlığı asla elden bırakmadan, mümkün olduğunca açık bir anlatımla yanıt verin. Verdiğiniz bu yanıtların da yorum bölümünde diğer insanlar tarafından görülmesini sağlayın. Böylelikle benzer düşüncelere sahip olan insanların muhtemel sorularının önüne geçer, firma olarak hizmet ve ürünlerinizin arkasında durduğunuzu gösterirsiniz. Ayrıca yorumlar ve sosyal medya üzerinden gelen sorular hemen herkesin merak ettiği konularsa, blog siteniz üzerinden bu ziyaretçileri firma sitenizin “Sıkça Sorulan Sorular” bölümüne de yönlendirebilirsiniz. Bu sayede sorduğu sorunun cevabını almak isteyen insanlar firma sitenizi tıklar ve siz de istediğiniz trafik akışını çok daha kolay bir biçimde sağlamış olursunuz.
7 Mayıs 2014 Çarşamba
Birden Fazla Sitenin Çoklu SEO Yönetimi
Web sitenizin Google sıralamalarında yükselmesi ve kullanıcı dostu hale gelmesi için SEO çalışmalarının ne kadar önemli olduğundan, bugüne dek Tamseo olarak yayınladığımız pek çok yazıda son derece detaylı bir şekilde bahsettik. Peki ya sadece tek bir siteniz yoksa? Birden fazla web sitesine sahip olan ve bu siteleri kullanarak hem daha etkili hem de daha ekonomik SEO çalışmaları yapmak isteyenler?
Biz net bir şekilde fark etmesek de, Google’ın dur durak bilmeksizin güncellenen algoritması sahibi olduğunuz tüm web sitelerini sürekli inceliyor. Çok fazla web siteniz varsa ve eğer tüm bu sitelerinizin birbiriyle etkileşimi bulunuyorsa, yönetici olarak “yönetimsel SEO” stratejilerinize yönelmeniz büyük bir avantaj olabilir. Bütün sitelerinizdeki linkler ve içerik tamamen sizin yönetiminizde olduğu için akıllıca kurgulanmış bir yönetim stratejisiyle karlılık seviyenizi arttırabilirsiniz.
Google’ın geçtiğimiz sene gerçekleştirdiği geniş kapsamlı algoritma güncellemelerinin hedefleri arasında Adwords gelirlerini arttırmak olduğu gibi, web siteleri arasındaki “yönetimsel ilişkiyi” daha tutarlı şekilde belirlemek de vardı. Zira Google, pek çoğumuzun tahmin ettiğinden de daha fazla zamanı ve enerjiyi web siteleri arasındaki yönetimsel ilişkiyi saptamaya harcıyor…
Google Neden Yönetimsel İlişkiyi Önemsiyor?SEO çalışmalarının mümkün olduğunca organik, uzun vadeli düşünülerek ve web sitelerine göre bireysel olarak yapılması gerektiğini her daim söylüyoruz. Sitedeki onlarca yazıda, doğallıktan uzaklaşan ve bilhassa link alışverişine dayanan uygulamaların seneler öncesinde kaldığını da defalarca belirttik.
Bazı site sahipleri ve bu kişilerin sitelerini yöneten webmasterlar, hala yönetimindeki sitelerden birbirine link vererek sitelerin arama motoru gözündeki değerini yapay bir şekilde yükselmeye çalışıyor. Şüphesiz ki, Google da bu durumdan haberdar. Dolasıyla algoritma güncellemeleri ile kimin, kaç siteye sahip olduğunu belirlemeyi hedefleyen Google, bu sayede suni etkileri belirlemek ve bu çalışmalarla yükselmeye çalışan tüm sitelere de cezayı kesmek istiyor. Çeşitli forum, sosyal medya araçları ve web siteleri üzerinden açıkça sahibi olduğu onlarca web sitesi ile link satmaya çalışan kişilerden medet umanları da unutmamak lazım…
Onlarca sitenin link profiline bakıldığında yüzler ve hatta binlerce link ilişkisi olduğu görülse de, tek bir kişinin kontrolünde olan bütün bu linklerin doğal olduğunu söylemek imkansız. Birbirini tanımayan yüzlerce web içerik editörünün, webmasterın ve site sahibinin kendi inisiyatifi ile verdiği linkler ile oluşan bir link profili ise tamamen organiktir ve zaten Google’ın arzu ettiği de budur.
Web sitenizin veya sitelerinizin Google sıralamalarında tamamen “organik” SEO çalışmalarının gücüyle yükselmesini ve kalıcı olmasını istiyorsanız, siz de her zaman bu tür doğal linkleri kabul etmelisiniz. Tamamen kendi kontrolünüzde olanları değil!
Birden Fazla Siteniz Olmasının AvantajlarıBirden fazla site sahibi olanların dikkat etmesi gerekenlerden bahsettikten sonra karamsar bir tablo çizmeden hemen madalyonun diğer tarafına da bakalım. Birbiriyle ilişkili olan web sitelerinin SEO açısından inkar edilemez bir avantaja sahip olduğu kesin olsa da, önemli olan bu potansiyeli doğru şekilde değerlendirebilmek. Bazen Google’a tüm bu sitelerin sahibinin siz olduğunu bilhassa söylemeniz gerekebilir. Halihazırda kullanıcıların ve dolasıyla Google’ın gözünde değerli bir siteniz varken neden yeni sitenizde her şeye en baştan başlayasınız ki? Uzman bir SEO ekibinden hizmet almanız durumunda olduğu kadar hızlı olmasa da, sitelerinizin güç birliğiyle avantaj sahibi olabilirsiniz.
Firmanızın hizmet verdiği bölgeyi alakadar eden Google aramalarında avantaj sağlayan domaine sahip olan bir siteniz var. Yeni bir hizmet bölgesi için yepyeni bir site kurmak istiyorsunuz. Zamanında yoğun emek verdiğiniz ve karşılığını da ziyadesiyle aldığınız web sitenizden birkaç “kaliteli” link transferiyle doping etkisi sağlayabilirsiniz. Bu uygulama, sub-domainler de dahil olmak üzere bazen çok daha küçük ölçekli link transferiyle bile büyük fark yaratabiliyor. Sub-domainlerle kurulan bloglar güncelleme ve kurulum gibi konularda işlevsellik sunduğu için zaten pek çok site sahibinin ilk tercihi oluyor. Ancak önemli olan; sub-domain üzerinde kurulu olan blogun da en az asıl site kadar değerli olması.
Ticari işletmelerin web sitelerinde başta İngilizce olmak üzere birçok dilde içerik desteği sunuluyor. Bu yabancı dil içerikleri kimi zaman sub-domainlerde kimi zaman tamamı aynı sitede kimi zaman da çok daha düşük PR’li sayfalarda… Ama eğer Google’ın tüm bu sayfaların size ait olduğunu ve çok fazla emek harcadığınız ana siteyle aynı kaliteye sahip olduklarını bilmesini sağlarsanız, işler biranda değişecektir.
DezavantajlarWebmasterlar ile SEO ile amatör ya da profesyonel olarak uğraşanları en çok zorlayan konuların başında, link adaletsizliği geliyor. Birden fazla web sitesine sahip olanların link inşasında kendi sitelerinden faydalanması, Google’a göre bu tür bir imkanı olmayanlar veya bununla uğraşmak istemeyenler için adaletsizlik olarak görülüyor. Kullanıcılarının sadece tek bir web sitesinin sahibi olmasından ve tüm enerjisini de bu siteye yoğunlaştırmasından daha doğal bir durum yok. O zaman Siyah Şapka (Black Hat SEO) yöntemlere başvurmayan ve link inşa edecek onlarca sitesi de olmayanların günahı ne? Google çok fazla web sitesi olanlara adeta; “Kendi sitelerinize verdiğiniz linkler kadar neden size ait olmayan sitelere de link vermiyorsunuz?” diyor…
Birden fazla web sitesi olan ve sitelerini de SEO açısından kendine avantaj sağlayacak biçimde kullanmak isteyenlerin çok büyük bölümü, başkalarının sitelerine “herhangi bir karşılık beklemeden” verdiği linklerin kat ve kat fazlasını kendi sitelerine veriyor. Kim ne derse desin, bu bir gerçek! Siyah ve Gri Şapka SEO çalışmalarıyla hala Google’da ilk sırayı “garantileyen” birçok kişi bulunurken, bu işle uğraşanlar sahibi olduğu tüm web sitelerini Google’dan gizlemek için büyük bir çaba sarf ediyor. Bu ise sahibi olduğu yüksek PR değerli, eski ve popüler sitelerden link çıkarak yeni sitelerine SEO yapmak isteyenlerin çok dikkatli olması gerektiği anlamına geliyor. Zira Google, en ufak bir şüphede bile ceza kesmekte tereddüt etmiyor.
SEO’da “iç-linkleme” (interlinking) olarak ifade edilen yani sahibi olan tüm sitelerden çıkan linklerin birbirini işaret etmesi anlamına gelen çalışmalar, deyim yerindeyse bıçak sırtı… Google, toplam 10 sitesi bulunan bir firmanın sitelerinden çıkan linklere baktığı zaman sitelerin yalnızca birbirine link verdiğini görmek istemiyor. Bu aşamadaysa link inşası konusunun ne kadar önemli olduğu bir kez daha görülüyor. Bu tür bir iç-linkleme anlayışı ile değil yeni sitelerin kalitesini arttırmak, yoğun zaman ve emek sarf edilen yüksek PR’li sitelerin değerinin düşmesi dahi mümkün. Nitekim benzer uygulamalarla Google’dan ceza yiyen pek çok site sahibi olduğunu artık herkes biliyor.
Artık Yontma Taş Devri’nden kalmış sayılan, üzerinden onlarca köklü algoritma güncellemesi geçmiş SEO çalışmaları ile en değerli sitelerini çöpe atan binlerce site sahibi ve webmaster bulunuyor. İç-linklemenin “abartılması” ve bir manada “Rabbena hep bana” mantığının güdülmesi, her şeyi kaybettikten sonra yepyeni bir domain ile sıfırdan başlamak zorunda kalınmasına neden oluyor. Ve hepimiz çok iyi biliyoruz ki, başlangıçlar her zaman zordur!
Sadece kendi sitelerine abartılı şekilde link veren ve Google’dan cezayı yiyenler, sıfırdan başlamak adına yeni bir domain almanın yanı sıra backlinklerini de temizlemeye başlıyor. Ancak ne var ki, URL de dahil olmak üzere hemen her şeyin temizlenmesine karşın Google “bir şekilde” aynı siteyle karşı karşıya olduğunu anlıyor. Eğer Google’ın bu uygulama dinamiğini tam olarak kavrarsanız, çoklu SEO yönetiminde doğru adımları atarak rüzgarın sizden yana esmesini sağlayabilirsiniz.
Dikkat Edilmesi Gereken Muhtemel SorunlarEn baştan söylemekte fayda görüyorum ki; çoklu SEO yönetiminde Google’ın hangi uygulamalara kesin olarak ceza kestiğiniz bilmiyoruz. Sadece bizler değil, Google’ın kendisinden başka kimse bunu bilmiyor. Ama elimizde birkaç ipucu var…
Geleneksel olarak Google’ın; site sahibinin kim olduğuna, herkesin rahatça ulaşabildiği “Whois” kayıtlarına, IP adreslerine ve hosting bilgilerine bakarak çoklu site yönetiminin suiistimal maksadıyla kullanıldığına karar verdiğini biliyoruz. Tamamen ücretsiz olarak tarayıcı üzerinden kullanılan onlarca araçtan herhangi biriyle, istediğiniz sitenin yönetimsel ilişkisi hakkında fikir edinmeniz mümkün. Güvenilir bir araç kullanılması durumunda kolayca herhangi birinin sahibi olduğu tüm sitelerin birbiriyle olan ilişkisi; Google Analytics ve Adsense kodlarından aynı IP adresine sahip sitelere kadar öğrenilebiliyor. Bildiğiniz üzere internette bu tür bilgilerin tamamı, tüm kullanıcılara açık şekilde paylaşılıyor. Herhangi bir sitenin Google Analytics veya Adsense kodlarına ulaşmak için hiçbir şey yapmanıza gerek yok çünkü tüm bu bilgi, sitenin kodlarına zaten kayıtlı bir şekilde duruyor.
Google’ın dijital dünyadaki en geniş link kataloğuna sahip olduğunu unutmayın. Bizler dahi bu tür bilgilere internet üzerinden kolayca ulaşabilirken Google’ın yani Majestelerinin, kimsenin sahip olmadığı tüm bu verileri analiz ederek web siteleri arasındaki yönetimsel ilişkiyi fark edememesi mümkün mü? Tabi ki, değil. Dolasıyla web sitelerinizin kodlarına ne yazdığıyla ve ortak bilgilerin içeriğiyle ilgilenmek, kesinlikle dikkat gereken bir konu. Buradaysa site-içi optimizasyon (On-Page SEO) devreye giriyor.
İçerikten Kaynaklanan HatalarDikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri olmasına rağmen webmaster ve site sahiplerinin birçoğu tarafından önemsenmeyen içerik hataları, aslında düşünenden çok daha kritik sorunlardır. Temel olarak sitelerin içeriğinde “gözden kaçan” benzerliklerden kaynaklanan bu hatalar, binlerce sayfalık içerik söz konusu olduğu için kompleks bir probleme dönüşme potansiyeline sahiptir. Çok önemli değilmiş gibi görülmesine rağmen Google örümceklerinin gözünden hiçbir şeyin kaçmadığını unutmamakta fayda var.
Onlarca siteniz olduğu için sadece iki sitenizdeki birbirine göz kırpan veya tamamen aynı olan içerikler gözünüzden kaçabilir ki, bu Google’a siteler arasında yönetimsel ilişki olduğu konusunda oldukça sağlam bir ipucu vermeniz demektir. Kayıt formaları, Analytics kodları derken biraz oradan biraz buradan benzerlik göstermeye başlayan içerik, çok büyük sorunlarla karşılaşmanıza sebep olmasa bile sitelerinizin değerini azaltabilir. Ancak eğer sitenizi içeriği tamamen aynı kalacak şekilde ceza almaması için oradan orada “sürükleyip” duruyorsanız, ateşle oynuyorsunuz demektir.
Birden fazla site sahibi olanların içerik konusunda her zaman dikkatli olması gerekirken, Google’ın metinler kadar görsel tanımlaması konusunda da oldukça başarılı olduğunu unutmamak lazım. (Görsellere ilişkin SEO çalışmaları konusunda daha fazla bilgi için SEO Rehberi sayfamıza göz atmanızı tavsiye ederim) Farklı sitelerde yer alan iki farklı görselin aynı olması, sitelerin aynı kişiye ait olduğunun veya aynı webmaster tarafından yönetildiğinin belirtisidir.
Bunlar dışında Google’ın sahibi aynı olan web siteleri arasındaki yönetimsel ilişkiyi belirlemek için dikkate aldığından kesin olarak emin olmadığımız faktörler de var.
Web sitelerini ziyaret ettiğinizde genellikle aynı CSS kayıtlarını, JavaScript dosyalarını, formatı ve hatta aynı WordPress temalarını görürsünüz. Şuan için bu unsurların kesin biçimde etken faktör olduğunu söylememizin mümkün olmadığını tekrar hatırlatmak istiyorum ama daha detaylı düşündüğümüzde, bu ihtimal pek de mantıksız gelmiyor. CSS, JavaScript, format, WP teması gibi unsurlar da pekala Google’ın zeki algoritmasının gözünden kaçmıyor olabilir. Önlem almanın bir zararı olmayacağından, bu tür “detay gibi görünen” konularda da dikkatli olmakta yarar var.
26 Nisan 2014 Cumartesi
Viral İçerik ile Organik SEO
Sitede bugüne dek yayımladığımız içeriklerin tamamında SEO’nun arama motorları için değil, internet kullanıcılarının memnuniyetini kazanmak için yapıldığından bahsettik ve hala da bahsetmeyi sürdürüyoruz. Kullanıcı memnuniyeti arttırmak için web sitelerinin elindeki en büyük koz olan içerik, SEO çalışmalarının da kaderini belirler. Çünkü içerik kraldır!
Arama motorlarında kendine üst sıralarda yer bulmak isteyen web sitelerinin mutlaka özgün, kullanıcılara fayda sağlamayı hedefleyen ve farklılık yaratacak içerikler yayınlaması gerekir ki; bu da son dönemde herkesin dilinde olan viral içeriğin SEO anlamında da ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Viral içerik, hedef müşteri kitleniz hakkında normalde üzerine para verseniz dahi edinemeyeceğiniz kadar geniş içerikli bilgi edinmenizi, müşteri geribildirimlerine bakarak adımlarınızı hangi yönde atmanız gerektiğini belirlemenizi sağlar.
İnternet kullanıcılarını tarafından yani “tamamen organik olarak” hızlı bir şekilde yayıldığı için viral terimiyle anılır. Zira tıp literatüründe viral tabiri; virüs kaynaklı olan ve bu sebepten dolayı da efekte olduktan sonra organizmaya hızlı bir şekilde yayılan hastalıklar için kullanılır. İnternet kullanıcılarının hemen dikkatini çeken ve sosyal ağlarda paylaşarak diğer kullanıcılara da ulaştırmak istediği içerikler, bu sebepten ötürü viral içerik olarak tanımlanmakta.
Viral İçerik-SEO İlişkisiTamseo olarak her zaman web sitelerinin arama motorlarında yükselmesini sağlamak için yapılan SEO çalışmalarında doğal olmayan yöntemlerden uzak durmanız gerektiğini söylüyoruz. Sitenizin yayın içeriğinin özgün bir kimliğe sahip olması ne denli önemliyse, bu içeriğin “kazanç sağlayacak trafiğe dönüşmesi” de aynı derece mühimdir. SEO çalışmalarında farklı sosyal medya hesapları üzerinden paylaşım yaparak sosyal medya kullanıcılarının dikkatini çekmeye çalışmak yerine bunu internet kullanıcılarının sizin için yapmasına ne dersiniz? Peki, binler ve hatta on binlerce kullanıcıyı yayın içeriğinizi paylaşmaya nasıl ikna edeceksiniz? Tabi ki, viral içerikle…
İnorganik uygulamalarla SEO yapmaya çalışarak arama motorları tarafından cezalandırılmaktansa, viral içerik üreterek tamamen doğal yollarla web sitenizin geniş kitleler tarafından takip edilmesini sağlayabilirsiniz. Bu tür zorlama SEO çalışmaları, aslında viral içerikle doğal olarak sağlanan bir etkinin suni yollardan taklit edilmeye çalışılmasıdır. Bir marka için senaryosundan çekimine kadar son kullanıcının kendisi tarafından hazırlanan reklam filminden daha iyi bir tanıtım aracı yoktur. İnternet kullanıcılarının mobil uygulamaları, sosyal medya araçlarını ve video paylaşım sitelerini kullanarak sitenin yayın içeriğini bizzat paylaşmak istemesinden daha efektif bir SEO çalışması bulunmamaktadır.
Bu nedenle viral içerik üretmeyi başaran web siteleri zaten birçok kişinin inorganik, zorlama yollardan yapmaya çalıştığını tamamıyla organik bir şekilde yapmış olur. Kullanıcıların bu paylaşma eğilimi tahmin edilenden de kısa bir süre içinde arama motorları tarafından fark edilir ki, bu da web sitesinin aram sonuçlarında çok hızlı bir yükseliş trendi yakalaması anlamına gelir.
Alttaki video, yayınlanmasının üzerinden seneler geçmiş olmasına rağmen hala düzenli olarak trafik çeken ve bu sayede Gittigidiyor.com’un tanıtımını yapmayı sürdüren oldukça popüler bir viral içerik örneği. Markanın “desteği” ile daha önce benzer içerikler üreten ve oldukça yoğun ilgi gören birkaç genç, kendi hazırladıkları viral reklam ile “Gittigidiyor” isminin geniş bir kitlenin zihnine kazınmasını sağladı.
Viral İçerikle Müşterileri Geribildirimi AlmaVirak içerikler, son kullanıcı geribildirimleri sayesinde firmalara binlerce lira harcayarak dahi elde edemeyeceği kadar geniş boyutta bilgi akışı sağlar. İnsanlar viral içerikleri paylaşır çünkü sosyal çevrelerinin vereceği olumlu tepkiyi görmek ve yaptığı paylaşımla dikkatleri kendi üzerine çekmek ister. Nasıl ki sosyal hayatta ilgi çekmek ve beğenilmek her insanı memnun ediyorsa, dijital dünyada da paylaşılan içeriğin herkes tarafından beğenilmesi ve yapılan paylaşımlarla da beğenildiğinin gösterilmesi internet kullanıcıları mutlu ediyor. Bu sebepten ötürü viral içerikler firmanın Adwords’e binlerce lira harcayarak bile ulaşamayacağı kadar geniş bir kesime ulaşmasını sağlar.
İnternet kullanıcılarının viral içerik paylaşımının perde arkasında yatan önemli bir neden de, sosyal çevresini belli bir konuda bilgilendirmek ve dikkatlerini bir konuya yöneltmek istemesi. Bu tür paylaşımlar hızla geniş kitlelere yayıldığı gibi, firma açısından paha biçilemez bir değere sahip olan binlerce kullanıcı yorumuna da ev sahipliği yapıyor. Olumlu veya olumsuz yüzler, binlerce yorumun yapıldığı viral içeriklere bakarak firmaların müşterilerini daha yakından tanıması mümkün. Bu da binlerce lira harcanarak yapılan SEO çalışmalarıyla Google aramalarında ilk sıraya yerleşilse dahi sahip olunamayacak değerde bilgi anlamına geliyor.
Ziyaretçilerinize Paylaşım Butonu AratmayınWeb sitelerinin yayın içerikleri kendi kendini paylaşarak viral içerik haline dönüşmez. İnternet kullanıcıları dendiğinde artık masaüstü ve dizüstü bilgisayar kullanıcılarından çok mobil cihaz kullanıcılarının kast edildiği günümüzde, mobil internet kullanıcılarının çok daha fazla paylaşma eğiliminde olduğunu unutmayın. Web sitenizi ziyaret edenlerin, kullandığı sosyal medya ve video paylaşım araçlarına ait butonları kolayca bulabileceği bir tasarıma sahip olduğundan emin olun. Web sitenizde yayınlanan herhangi bir içeriği görüntüledikten hemen sonra paylaşmak isteyecek olan internet kullanıcılarına düşünceleri değişmeden ve tek bir tuşla paylaşım yapma imkanı sunmanız önemli. Bu sayede özellikle içerik paylaşma eğiliminde olan mobil internet kullanıcılarının sitenize daha yoğun ilgi göstermesini sağlayabilirsiniz.
Viral içerikler kısa sürede sitenizden binlerce kullanıcının bahsetmesini yani site linklerinizin binlerce kez paylaşılmasını sağlar. Bu ise insanların bizzat sizin için herkesin hayalini kurduğu, tamamen organik ve son derece geniş hacimli bir SEO çalışması yapması demektir.
23 Nisan 2014 Çarşamba
Potansiyel Müşterilere Ulaşmak
Uzun bir aradan sonra tekrar bir makale yayınlıyor olmaktan dolayı mutluyum. Yıllardan beri arama motoru optimizasyonu konusuna kafa yoruyor, farklı sektörlerden birçok web sitesine hizmet veriyoruz.
Hemen hemen herkesin SEO çalışmasından beklentisi, popülerliği yüksek olan arama kelimelerinde ön sıralara çıkmak. Fakat her ne kadar “SEO uzun vadeli bir iştir” şeklinde söylemlerde bulunsak da, talepler ve bu taleplerin gerçekleştirilmesi istenen süreler pek tutarlı olmuyor.
Dahası popüler anahtar kelimelerde üst sıralarda yer almak istenmesine karşın bu, her zaman için müşterilere ulaşıyorsunuz manasına da gelmiyor.Evet popüler kelimeler, yüksek gösterimler elde etmenize yarar. Bu kesin… Fakat birkaç önemli kelimeden gelen ziyaretçilerin her zaman müşteriye dönüşmediğini de çoğumuz tecrübe etmişizdir.
Popüler anahtar kelimeler, eğer ki bir ürün satmıyorsanız çok faydalı olabilir. Örneğin; bir oyun siteniz varsa “oyun” aramasında yer almanız, efsanevi şekilde işinizi görecektir, tek başına bile… İnsanlar oyun oynamak için bu aramayı gerçekleştirirler malum.
Eğer sitenizde bir ürün veya hizmet satışı gerçekleştiriyorsanız, müşterileri çekebilmek için birçok spesifik kelimeye ihtiyaç duyarsınız. Çünkü çoğu tüketici, internet üzerinden alışveriş yapacağı zaman almak istediği ürün ile alakalı arama yapar.
Ayrıca bilinen arama motorları da özellikle ürün aramalarında, fiyat karşılaştırma sayfaları ile ziyaretçileri karşılıyor.
Detaylı, müşterinin ihtiyacına yönelik aramalarda yer alabilmek ve bu arama sorgularından ziyaretçi edinebilmek, çoğu zaman daha yüksek geri dönüşler sağlamakta.
Hizmet sektörü için de durum bu şekilde aslında. Şöyle ki; Heyustam.com‘u ele alalım.
Heyustam.com eviniz, işyeriniz, açık ve kapalı alanlarınız için düşündüğünüz; onarım, yenileme, tamir, bakım, boya-badana, yeniden dekore etme gibi ihtiyaçlarınız için bulunduğunuz bölgede yer alan en deneyimli ustaları bulmanızı sağlamak için tasarlanmış bir hizmet sitesidir.
Bu sitede her türlü ustaya rahatlıkla bölgesel olarak ulaşabiliyorsunuz, fena eğlenceli bir proje ve uzun zamandır da birlikte çalışmaktayız.
Bu işe ilk başladığımızda popüler arama kelimelerinde yer almak için uğraşırken, (Örneğin; klima servisi, kombi servisi gibi rekabeti ve arama hacmi çok yüsek kelimeler) bu tarz anahtar kelimelerde ilk sıraya dahi gelmiş olmamıza rağmen beklediğimiz faydayı sağlayamadık.
Fakat ne zaman daha spesifik kelimelere yöneldik, işte o zaman projenin yükselişe geçtiğine şahit olduk. Çünkü insanlar bu tarz ustalık servislerini kendi mahallerindeki esnaflar aracılığı ile halletmek istiyorlar.
Çok basit bir şekilde, Ataşehir’de ikamet eden bir birey, klima servisine ihtiyaç duyduğunda “klima servisi” yerine “Ataşehir Klima Servisi” şeklinde arama gerçekleştirecektir.
Zaten bu yüzdendir ki; ilçe + servis şeklindeki 5-10 tıklama, yaklaşık %80 oranında işe dönüşürken, servis ismi şeklinde gelen tıklamaların sadece %20′si işe dönüşmekte. Fakat yalnızca servis isimlerine özel aramaları hesaba katarsak bu tarz popüler kelimelerde ilk sıralara gelmek çok daha yorucu ve dolayısıyla daha yüksek maliyetli. Öte yanda ilçe + servis, mahalle + servis aramalarında yükselmek basit ve doğru düzgün bir site içi optimizasyonu yapılması halinde bunu “nispeten” kısa bir sürede başarmak mümkün. Hızlı ve dönüşüm oranı kesinlikle çok ama çok daha yüksek.
Şirinevler, Bahçelievler’e bağlı sadece tek bir mahalle olmasına rağmen 100 bini aşan nüfusu ile ticari işletmeler için dev bir müşteri potansiyeli manasına geliyor. Şirinevler’de yaşayan insanlarsa internet üzerinden herhangi bir ürün veya hizmet almak istediğinde aramasını Bahçelievler kelimesi üzerinden yapmaz. İstanbul’un yüzlerce mahallesinden biri olarak görülen ve bu sebeple de spesifik bir SEO çalışmayı yapmaya değmeyeceği düşünülen Şirinevler, aslında bu potansiyel değerlendirildiğinde firma için çok yüksek bir gelir kaynağı haline dönüşebilir.
Arama hacmine ve rekabete bakarak çalışma yapmaya odaklanılması, sadece belli il ve ilçeler dikkat alınmasından ötürü bu tür büyük potansiyellerin değerlendirilememesine neden oluyor. Herhangi bir ilçede ve mahallede yaşayan insanların farklı mal ve hizmetlere internet üzerinden nasıl ulaşmaya çalıştığını bilmek, müşterilere hitap eden doğru stratejileri oluşturarak yüksek kazanç sağlama imkanı sunar. Müşteri potansiyeline ulaşmak için bu insanların arama motorlarını nasıl kullandığına, hangi aramalar ile neye ulaşmaya çalıştığına bakmak şart. Aksi halde yoğun rekabetin yaşandığı kelimelerde yükselmek için dur durak bilmeden çalışma yaparken, göz ardı edilemeyecek türden bir müşteri potansiyelini kaçırabilirsiniz.
Özetleyecek olursak, internet sitenizi optimize ederken kesinlikle müşterilerinizin ne şekilde arama yapacağını hesaba katmak gerekiyor. SEO çalışmalarında temel referansın arama motorları değil, her zaman ama her zaman kullanıcılar olduğunu unutmayın. Daha fazla müşteriye ulaşmaya çalışırken insanların ne aradığını, aradığına nasıl ulaşmaya çalıştığını da hesaba katın. Potansiyel müşterileri anlamak, onlara daha kolay ve geribildirimi daha karlı bir şekilde ulaşmanızı sağlayacaktır.
17 Nisan 2014 Perşembe
SEO’da Başarı Trafikle Ölçülmez
Uzun yıllar boyunca denenmiş ve çoğu web sitesine de büyük fayda sağlamış anahtar kelime ve sıralama odaklı SEO çalışmaları, 2014’e sayılı günler kala gerçekleştirilen son geniş kapsamlı algoritma güncellemesinin ardından efektifliğini yitirmiş gibi görünüyor. SEO çalışmalarının anahtar kelimelere ve sıralamalara göre değil, kullanıcılara ve arama eğilimlerine göre yapılmaya başlandığı yeni bir döneme geçmiş durumdayız. Bir başka ifadeyle internetle birlikte Google algoritmasıyla evrim geçirmeye devam ederken, bir zamanların klasikleşmiş SEO uygulamaları da evrim geçirerek yeni trendlere uyum sağlıyor. SEO’nun tarihçesine baktığımızda öncelikle anahtar kelime sıralamalarına odaklı bir sistematikle karşılaşsak da, geçen seneler içinde her şey gibi bu sistematikte de köklü değişimler oldu. Bu değişimlerse SEO çalışmalarının daha modern ve kullanıcı etkileşimine odaklı bir yapı kazanmasını sağlıyor.
Firma sitelerine maksimum düzeyde potansiyel müşteri çekecek kelimelerde üst sıralarda yer almaya yönelik SEO çalışmaları hala kısa vadede etkili sonuçlar alınmasını sağlarken, bu çalışmaların uzun vadede işlevsiz kalacağı kesinleşmiş gibi görünüyor. Geleceğin SEO mantığı; web sitelerini kaç kişinin ziyaret ettiğinden ziyade bu ziyaretçilerin kaçının satılan ürün veya hizmeti satın alma eğiliminde olduğuna odaklanan SEO çalışmaları üzerine kuruluyor. Yani daha basit bir ifadeyle artık web sitelerin trafiğinin niceliğini değil, niteliğini arttıracak SEO çalışmaları yapmak gerekiyor. Son kullanma tarihi geçmek üzere olan SEO çalışmaları ile web sitesinin yüksek arama hacimli kelimelerde üst sıralarda yer alması ve bu sayede daha fazla ziyaretçi çekmesi “şuan için” mümkün olsa da, bu ziyaretçi artışı firma sahiplerine ürün ve hizmet satışı olarak geri dönmediği için gelir artışı sağlamıyor.
Eski Usul SEO ÇalışmalarıEski usul bir SEO anlayışı ile herhangi bir ürün veya hizmetin daha da fazla satılmasını sağlamak, artık çok daha fazla emek sarf etmeyi ve risk almayı gerektiriyor. Sosyal medya etkileşimini ve mobil kullanıcıları göz ardı ederek tamamen anahtar kelime ve sıralama odaklı bir SEO çalışması yapmak isteyenlerin izleyeceği yol haritası belli. Bu eski usul SEO çalışması için öncelikle anahtar kelimesi araştırmasına girişmek ve sonrasında da hangi arama terimlerinin popüler olduğunu saptamak gerekiyor. Popüler arama hacmine sahip olan anahtar kelimeleri bir de rekabete göre değerlendirdikten sonra nasıl bir SEO çalışması yapılacağı da az çok belli oluyor. Bu artık modası geçmek üzere olan SEO anlayışında, son olarak ilgili anahtar kelimeler için sayfalar ve linkler oluşturulur.
Bu şekilde ön çalışmanın tamamlanması ile anahtar kelimeler üzerinden SEO yapmaya başlanır ki, kısa süre içinde istenen kelimelerde yükselme sağlanır. İlk bakışta ilgili sayfaların hatırı sayılır oranda trafik getirdiği görülür ancak ürün satışları çok düşük olduğu için ziyaretçi sayısının hala az olduğu düşünülür. Firma sahibi sıralamaları kontrol ettiğinde hala sitesinin zirveye gelmediğini görür ki, aynı çalışmaların dozunu arttırarak daha da fazla ziyaretçi çekmesi gerektiği hükmüne varır. Şayet ilk sıraya yükselirse ilgili sayfalara daha fazla ziyaretçi geleceği için ürün satışlarının istediği seviyeye ulaşacağını zanneden firma sahibi, bu doğrultuda anahtar kelimeye odaklanan SEO çalışmalarında gaza sonuna kadar basar. Bu da sonun başlangıcı olur…
Anahtar Kelime Odaklı SEO’nun ProblemiYukarda bahsettiğim durum, bugüne kadar sayısız firma sahibinin karşılaştığı ve hala da karşılaşmaya devam ettiği bir kısırdöngü. Yapılan çalışma asla yeterli bulunmadığı için daha da fazla yükselmek için sadece belirli kelimeler üzerinden SEO yapılması ve dozun da sürekli arttırılması, Google’ın yapılan suni çalışmayı fark etme süresini daha da kısaltır. Sonuç olarak bir anda tepetaklak olan site üst sıralara kalıcı olarak veda eder. Zira problemin sadece daha da yükselememesinde olduğunu düşünen site sahipleri ise her şeye sıfırdan başlayarak, aynı hatalı SEO çalışmalarını tekrarlar. Problem web sitesine yeterli ziyaretçi gelmemesi olmadığından, sitenin istenen kelimede birinci veya onuncu sırada yer alması hiçbir şeyi değiştirmez. İstenen kelimelerde yükselerek siteye daha fazla ziyaretçi çekmek, ziyaretçilerin %1’lik bölümü dahi satın alma eğiliminde olmadığı müddetçe hiçbir işe yaramayacaktır. Firmanın ilgili sayfalarını her gün sadece 100 kişi ziyaret edebilir ancak bu ziyaretçilerin %20’si ürün satın aldığında her gün 20 ürün satılmış olur. Aksi olması halinde istenen sayfalara her gün 1000 kişi girse bile satış oranı %1 bile olmadığından, firma her gün 10 ürün dahi satamaz. Sonuç olarak düşük ziyaretçi trafiğine ancak yüksek trafik kalitesine sahip olan site sahibi çok daha fazla para kazanır!
SEO Hedeflerinin Doğru BelirlenmesiFarz edelim ki, spor ayakkabı satışı yapan bir firmanız var. Web sitenizde “kışlık spor ayakkabı, yazlık spor ayakkabı, kadın spor ayakkabı, erkek spor ayakkabı, ucuz spor ayakkabı” gibi onlarca sayfa oluşturmak ve bu kelimeler üzerinden binlerce link alarak SEO yapmak artık hem çok yüksek maliyetli hem riskli hem de düşük etkili bir tercih haline geldi. Bunun yerine sadece tek bir “spor ayakkabı” sayfanızın olması ve bu sayfa içinde firmanızın satışa sunduğu spor ayakkabı çeşitlerinin yer alması, işinizi ciddi anlamda kolaylaştıracaktır. “Spor ayakkabı” sayfanızı SEO ile “spor ayakkabı almakla ilgilenen” kullanıcılara tanıtmanız, çok daha ekonomik ve aynı zamanda karlı bir strateji olacaktır.
Onlarca farklı anahtar kelimeyi ilgilendiren tek bir kelimede sayfa değerinizi yükseltmek, çok daha geniş bir arama hacmine hitap ederek sadece birkaç kelimenin getireceği trafiğe mahkum kalmamanızı sağlayacaktır. Bu bağlamda en baştan doğru SEO hedeflerinin belirlenmesi, uzun vadede sitenizin sahip olacağı kaliteli ziyaretçi trafiğini de arttıracaktır. Onlarca kelimeye SEO yapmak için harcanan zaman, emek ve en önemlisi de paranın geniş hacimli ve aynı zamanda kaliteli trafik sağlayacak tek bir kelime için harcanması çok daha rasyonel bir karar olacaktır. Sürekli durmaksızın onlarca farklı anahtar kelime için içerik oluşturmak, sosyal medya kullanıcılarının ilgisini eski sayfalara çekmek ve içerik güncellemekle uğraşmak yerine tüm dikkatinizi tek bir alana odaklamaya çalışın.
SEO’da Başarı Trafiğe Endeksli DeğildirHerhangi bir anahtar kelimenin web sitenize ne kadar trafik getirdiğine bakarak, yaptığınız ve/veya yaptırdığınız SEO çalışmanın başarısını ölçmeniz mümkün değil. Geçmişte bu tür bir algıyla SEO uygulamalarının başarısı değerlendirilirken, bu anlayış her geçen gün biraz daha değişerek yerini yepyeni bir SEO sistematiğine bırakıyor. SEO ile kalıcı başarıyı, web sitenize hangi kelimeler üzerinden ne kadar trafik geldiğine bakarak yakalayamazsınız.
7 Nisan 2014 Pazartesi
Link İnşasının Altın Kuralları
Hatırı sayılır bir takipçi kesimine sahip olan Moz Blog’un yazarı Cyruss Shepard’ın link inşasıyla ilgili yayınladığı videoyu sizlerle paylaşıyoruz. Link inşasının günümüzün SEO anlayışında hala önemli bir yere sahip olduğundan bahseden Shepard, birçoğunun düşündüğünün tamamen aksine link inşasına önem vermeden başarılı olunamayacağını söylüyor. Shepard videosunda link inşasıyla ilgilenen siteler ile konuyu önemsemeyenler siteleri iki ayrı basketbol takımı olarak örnekliyor. Link inşasını doğru şekilde yapan sitelerin her zaman maçı kazanacağını, ilgilenmeyenlerinse Google’ın keseceği cezalar yüzünden sahayı yenik terk edeceğini belirtiyor.
Cyruss Shepard’ın SEO çalışmaları açısından çok büyük öneme sahip link inşasıyla ilgili videosunda bahsettiklerinin herkes tarafından anlaşılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu sebeple sizler için video içeriğini Türkçeye çevirdik ve önem arz eden konuları başlıklar halinde geniş bir makale haline getirdik.
Link İnşası ve SEOSEO ile ilgili başlıkların en önemlilerinden biri olan link inşasından bahsedeceğimiz bu yazıda, webmasterların ve firma sahiplerinin genellikle temkinli yaklaştığı link inşasında dikkat edilmesi gereken noktalara göz atacağız. Geçmişte yapılan hataların ağır faturalarını ödemek zorunda kalan birçok site sahibi link inşası konusuna temkinli yaklaşmaya veriyor ve son derece yanlış bir düşünceyle değişen Google algoritmasıyla birlikte link inşasının artık önemsiz bir detay olduğunu söylüyor. Hala Google algoritmasının “devasa” bir bölümü link inşasıyla ilgiliyken webmasterların ve site sahiplerinin link inşasıyla ilgilenmek tamamen vazgeçmesi ise büyük bir potansiyeli değerlendirme fırsatını ellerinin tersiyle itmeleri demek oluyor. İnsanlar link inşasının artık önemsiz olduğunu düşünüyor ve bu konuyla ilgilenmiyor çünkü link inşasının kurallarını bilmiyor.
“Kurallara göre oynarsanız” doğru link inşası ile SEO yarışında er ya da geç kazanırsınız. SEO çalışmalarıyla ilgilenmeye başladıktan kısa süre sonra hayal kırıklığına oynayan, istediği başarıyı elde edemediği gibi Google sıralamalarında daha da gerilere düşen birçok insan, link inşası konusuyla gerektiği gibi ilgilenmediği için yarışta gerilere düşüyor. Google’ın bir hata olarak gördüğü ve ceza kesmekte hiç mi hiç tereddüt etmediği konulara dikkat edilmesi halinde artan bir ivme yakalamak işten bile değil ki, hepimiz istediği de zaten bu değil mi?
SEO yarışından kopmamak, rekabetin bir parçası olmak isteyen herkesin link inşası gibi büyük önem arz eden bir konuyla yakından ilgilenmesi lazım. Eğer link inşasının kurallarını doğru şekilde anlarsanız, oyunu kuralına göre oynayamaya başlayabilirsiniz! Geçmişte dijital dünyada Google gibi bir otorite olmadığı için insanlar link inşa ederken işine ne yarıyorsa onu yapıyorken, Google algoritmasının standartları belirlemesi ile artık oyunu kurallarına göre oynamamak gibi bir lükse kimse sahip değil. Bugün neyin işe yaradığıyla ilgilenerek kısa süreli başarılar elde etmeye çalışanlar, suni bir yükselişin ardından bir daha geri dönmemek üzere ilk sıraları kaybediyor. SEO çalışmalarıyla uzun süreli başarı sağlamak isteyenlerin bugün işe yarayanlarla değil, yarın işe yaracaklarla ilgilenmesi gerekiyor.
Anchor Textlerinize Dikkat EdinÖncelikle link inşa ederken yapmaktan ekseriyetle uzak durmanız gerekenlere göz atalım. Bunun içinse Google algoritmasının nereye baktığını, baktığı yerdeki verileri neye göre değerlendirdiğini anlamanız lazım. Büyütecinizi odaklamanız gereken ilk yer, kontrolünüzde olan linkler. Widget linkler, Blog ağları, profil imzası linkleri gibi web sitelerini işaret eden tüm linkler anchor text yoğunluğunuzu belirler. Google algoritması da zaten web sitelerinin anchor text üzerinden aldığı linklerle oldukça yakından ilgilenir.
Şimdiden şunu söyleyebilirim ki; Google’ın gelecekte alacağınız yeni linkler yüzünden sitenize keseceği cezaların büyük bir bölümü, anchor text yoğunluğunuzu olumsuz yönde etkileyen kalitesiz linklerle ilişkili olacaktır. Bu sebeple sitenizi işaret eden anchor textleri doğru şekilde yönetmeniz çok önemli.
Link Kabul Ederken Temkinli OlunSitenizi işaret eden bir linklerin, link yapısı doğru şekilde inşa edilmiş ve kullanıcı dostu bir web sitesindeki popüler bir sayfadan çıkması ile “çöplüğe dönüşmüş” forum başlığındaki bir profil imzasındaki anchor text üzerinden gelmesi arasında dağlar kadar fark vardır. Özellikle widget linkler, Blog yorum linkleri, forum profil imzaları gibi kalitesi tartışmaya açık olan linkleri kabul ederken ekstra dikkatli olmanızda yarar var. Sitenizin link profilini genişletmek isterken seçici olmanız, nicelik kadar niteliği de düşünmeniz lazım. Çok fazla anchor text manipülasyonu yapmanız Google’ın gözünden kaçmayacak, bu strateji kısa vadede başarılı olmanızı sağlasa dahi –ki genellikle sağlamaz- uzun vadede ciddi sıralama kayıpları yaşamanız kaçınılmaz olacaktır.
Anchor Text Manipülasyonu YapmayınKimseden anchor text istemeyin ve sitenizin link yapısını suni müdahalelerle Google gözünde daha sevimli hale gelecek şekle sokmaya çalışmayın. Anchor text yoğunluğunu belirli anahtar kelimelere odaklanarak ideal hale getirmeye çalışmanın sonu yoktur. Çünkü buna kafa yormaya bir defa başlarsanız, ne kadar uğraşırsanız uğraşın işlerin kontrolünüzden çıkmaya başladığını ve anchor text yoğunluğunuzu bir türlü istediğiniz gibi ayarlayamadığınızı görürsünüz. Uzun vadede insanlar sitenize nasıl link vermek istiyorsa o şekilde vereceğinden, siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın işinize yaramayacak kelimeler üzerinden de linkleriniz olacaktır. Kendinize bir “model” oluşturmaya çalışarak, “bu kelime işime yarıyor, bu yaramıyor” şeklinde müdahalelere başladığınızda, olumlu ya da olumsuz bu dışardan müdahale Google için bir manipülasyon olacaktır. Zira binlerce linkin işaret ettiği bir web sitesinin tüm bu linkleri sadece birkaç kelime üzerinden alması mümkün değildir.
Müdahaleden ne kadar uzak durursanız, sitenizin link profili de o kadar doğal olacaktır. Bırakın sitenize kim nasıl link vermek istiyorsa o şekilde versin. Bu linkler bazen no-follow linkler, bazen hiç işinize yaramayan linkler olabilir ama sonuçta her zaman doğal bir link yapınız olacaktır.
Site-wide Linklere DikkatGenellikle sitelerin sidebarlarında veya footer bölümlerinde yer alan site-wide linkler, kısaca her sayfadan görülebilen linklerdir. Navigasyon amaçlı olanlar hariç, yıllardır birçok webmasterın daha fazla trafik sağlamak üzere başvurduğu bu yöntem aslında doğru kullanılmadığı takdirde web sitelerine ciddi şekilde zarar verebiliyor. Google algoritması gözünde, ana metin kalıbında bulunan linklere nazaran site-wide linklerin değeri daha az olabiliyor. Tamamen editoryal bir yapıya sahip olan metinlerin içine gömülen linklerin tamamen bilinçli bir şekilde yerleştirildiğinden emin olan Google algoritması, site-wide linkleri ısrarla gözüne sokulmaya çalışan linkler olarak algılayabiliyor. Bu konuda istisnalar da olmasına karşın bu tür footer ve sidebar linkleriyle SEO yapmaya çalışmanın ilk tercihiniz olmamasında fayda var.
Link İnşasına DevamGoogle yanlış yapıldığında ceza kesmeyi affetmiyor diye link inşasından vazgeçmeyin. Bir bütün olan SEO’nun hala en önemli bileşenlerinden biri olan link inşasıyla aktif bir şekilde ilgilenmek, nerede yanlış yaptığınızı öğrenerek gelecekte bu hataları tekrarlamamanızı ve bu sadece çok daha başarılı olmanızı sağlayacaktır. Link inşasında dikkat etmeniz gereken temel noktanın her zaman “dengeli bir dağılım” olduğunu unutmayın.
Dengeli Dağılıma OdaklanınAktif olarak link inşasıyla ilgilenen herkes, linklerinin her zaman belli bir dağılım dengesinde sahip olmasını sağlamalı veya en azından bunu yapmaya çalışmalıdır. Web sitenizi işaret eden linklerin hangi kelimeler üzerinden geldiği ve bu kelimelerin dağılım çeşitliliği, link profilinizin de doğallığını belirleyecektir. Sitelerin link profilinin mümkün olduğunca organik yapılı olması, bizim TamSEO+ olarak müşterilerimize sunduğumuz hizmetlerde de zaten en çok önem verdiğimiz konulardan biri.
Nasıl ki sitenizin içeriğinin niteliği genişledikçe daha fazla trafik potansiyeline sahip oluyorsanız, link profilinizin dengeli bir dağılıma sahip olması da SEO çalışmalarıyla daha başarılı olmanızı ve sonuç olarak aynı şekilde trafiğinizi arttırmanızı sağlar. Zaten link profilinin dengeli bir dağılıma sahip olması ile içerik hacminin artması birbiriyle oldukça yakından ilişkili konulardır. Bu yakın ilişki çoğu insanın gözünden kaçtığından SEO bağlamında yapılan çalışmalara karşın istenen başarı sağlanamamaktadır.
Link Değeri ve Trafik Kalitesi Arasındaki İlişkiAklınızdan hiçbir zaman çıkartmamanız gereken önemli konulardan biri de, sitenizi gösteren linklerin kalitesi ile ziyaretçi trafiğinizin kalitesinin birbiriyle ilişkili olduğudur. Zira yayın içeriğiyle binlerce insanın “bir şeyler okumak” için ziyaret ettiği bir siteden çıkan link üzerinden sayfanıza gelen ziyaretçiler, web sitenizde de okuyacağı “yani uzunca zaman geçireceği” içerikler bulmayı bekler. İnternet kullanıcılarının 15-20 saniye zaman geçirdiği bir sayfadan sitenize link çıkışı yapılması, bu link üzerinden gelen trafiğinizin de kısa soluklu olacağı manasına gelir. Örneğin; Vikipedia gibi herkesin “bir şeyler okumak, yeni şeyler öğrenmek” için ziyaret ettiği bir mecradaki linkten sayfanıza gelen ziyaretçilerin sitenizde uzun süre geçirme potansiyeli çok daha yüksek olacaktır. Zaten Google algoritması da linklerin kalitesini bu şekilde değerlendirmektedir.
Linklerin değeri doğrudan sitenizi işaret eden linklerin niteliğiyle ilgilidir, niceliğiyle değil. Sitenize gelen kaç tane link olduğundan ziyade, daha kaliteli trafik için gelen bu linklerin niteliğiyle ilgilenmeniz çok daha yararlı olacaktır. Önem arz eden bir diğer konuda, sitenize gelen linkin sahibi olan web sitesi ile sizin siteniz arasındaki konsept uyumudur. Otomobil parçaları satışının yapıldığı bir web sitesini işaret eden linkin, SEO Blogu üzerinden gelmesi ile bir otomobil bloğu üzerinden gelmesi arasında büyük fark vardır. Otomobil bloğundan gelen linkin sağlayacağı trafik kalitesi, SEO bloğundan gelen linke nazaran çok daha fazla olacaktır.
Nofollow Alışkanlığı EdininNofollow, zar zor edinilen linklerin geri çevrilmesiyle büyük bir fırsatın kaçırılması olarak görüldüğü için çoğu webmaster ve site sahibinin pek de sıcak bakmadığı bir konu. Ancak ne var ki, nofollow ettiğiniz inkler zaten SEO bağlamında işinize yaramayan linklerdir ve sitenize uzun vadede tahmin ettiğinizden de daha fazla zarar verebilir. Google’ın PageRank hesaplamalarında dikkate dahi almayacağı linklerle yola ağır aksak devam etmek yerine elinizi korkak alıştırmayın ve az ama kaliteli linkle yolunuza devam edin. Google algoritmasının nofollow ettiğiniz linkleri de gözden kaçırmadığını da unutmayın. Google’ın veritabanı oluşturmak için nofollow linkleri de incelediğini biliyoruz. Yine de “kaliteli olmaması durumunda”, sayfadaki her linkten çıkış yapılmasına ve PageRank hesaplamalarına katılmasına gerek yok.
4 Nisan 2014 Cuma
Site İçi SEO Analiz Araçları
Sadece dışardan link alarak sağlıklı bir SEO çalışması yapmak mümkün olmadığı için öncelikle tüm bu linklerin işaret ettiği sitenin yapısının kolayca anlaşılabilecek ve kullanıcıya fayda sağlayacak şekilde yapılandırılması gerekiyor. Bu aşamada devreye giren site içi SEO, web sitesinin iskeletini oluşturduğundan dolayı istenen başarının elde edilmesi için izlenecek yolun da ilk ve en önemli adımıdır. Bu yazıda, site içi SEO analizlerinde pratik bir şekilde kullanabileceğiniz ve tutarlı sonuçlar elde edebileceğiniz 4 farklı analiz aracından bahsedeceğiz. Bu site içi SEO analiz araçları sayesinde nasıl bir yol haritası izlemeniz gerektiğini, elinizdeki somut verilere bakarak daha rasyonel biçimde belirleyebilirsiniz. Backlink incelemesinden anahtar kelime analizine, mobil uyumluluktan URL yapılarına kadar birçok farklı konuda analiz yapan bu araçlar, SEO açısından avantaj sağlayacak site içi yapılandırmalara ışık tutacaktır.
WooRankÜcretsiz bir site içi analiz aracı olan WooRank, sadece sitenizin alan adını yazarak oldukça geniş bir alanda bilgi edinmenizi sağlıyor. Birçok araçta olduğu gibi ücretsiz üye olunması halinde belirli bir sınırlama ile bu kapsamlı analiz faydalanılabilmekte. Klasik anlamda sadece web sitesini işaret eden linklerin ve domainlerin sayısını gösteren araçlardan farklı olarak, WooRank SEO açısından önem arz eden birçok konuda fikir vermekte. Düzeltilmesi gereken hataları bir çırpıda bulmanın yanı sıra FourSquare, Google+, Twitter, Facebook gibi sosyal medya ortamlarındaki etkinliği de denetleniyor. Bu gibi sosyal medya araçlarındaki eksik profilleri tanımlayarak site içi yapılandırmalara yol gösteren WooRank ayrıca mobil optimizasyon, mobil uyumluluk ve erişim hızı verileri de sunuyor. Mobil yönlendirme ve CSS konusundaki eksiklikleri göstermesi, geleceğin internetinin merkezinde mobil aygıtlar olacağı için oldukça büyük bir artı.
URL yapılarını, IP adresini, XML site haritasını, Robots.txt dosyasını, site başlığı ve açıklamasını da kısa bir sürede inceleyen WooRank ücretsiz kullanımda bu denli geniş içerikli veri sağlayarak benzerlerinden bir adım önde yer almakta. Düzenli aralıklarla SEO manasında sitenizin ne durumda olduğunu kontrol etmek için kullanılabilir. WooRank başlıkları H1, H2, H3 olarak ele aldığı gibi ayrıca site içi sayfa analizi konusunda da yazı/HTML oranı veriyor. Anahtar kelime bulutu analizi de hiç de yabana atılacak türden değil. Tüm bunların dışında daha da birçok farklı konuda bilgi sunan WooRank web sitelerini 7 ana başlık altında inceliyor: Ziyaretçi, Lokal, Sosyal, Mobil, SEO, Kullanılabilirlik ve Teknolojik Uyum.
AhrefsSite içi SEO raporlamalarının en önemli unsuru olan backlink şemalarının doğru şekilde gösterilmesi konusunda hatırı sayılır bir başarıya sahip olan Ahrefs, her konuda detaylı bir döküm sunmamasına rağmen yine de backlink yapısının incelenmesi açısından üstüne düşeni fazlasıyla yapıyor. 300 binin üzerindeki kayıtlı kullanıcısı, 300 milyardan fazla indekslenmiş URL ve 750 milyarın üzerinde kayıtlı backlink havuzuyla Ahrefs backlink incelemelerinin ilk tercih edilen SEO araçlarından biri. Backlink veritabanını her 15 dakikada bir güncellemesi de oldukça büyük bir artı. Ücretsiz hesapla günlük sınırlı sayıda web sitesinin backlink şemasına bakılabilirken, sunulan raporun backlink analizi bölümünde de belirli erişim kısıtlamaları söz konusu. Yeni backlinkleri nispeten kısa sürede algılayan Ahrefs ile aylık ve yıllık backlink gidişatı grafik üzerinden takip edilebiliyor.
Web sitelerinin backlinklerinin hangi kelimeler üzerinden ve ne yoğunlukta geldiğini gösteren Ahrefs, aynı zamanda siteyi işaret eden tekil URL’ler konusunda da geniş veri akışı sağlıyor. Kullanıcı dostu pratik bir arayüze sahip olması da cabası. Ayrıca sitenin backlink haritasına geçmişe dönük olarak, istatistiksel ve grafiksel olarak da göz atmak mümkün.
Traffic TravisTarayıcı üzerinden kullanılan SEO analiz araçlarından farklı olarak Traffic Travis bir masaüstü uygulama. Ücretsiz olarak sitenin mevcut SEO durumu hakkında detaylı bir raporlama sunuyor ve bunu yaparken de tamamen site içi SEO’ya odaklanıyor. Sitenin Page Rank ve Alexa değeri, XML haritası, indekslenen sayfaları, sayfa uyarıları, anahtar kelime yoğunluğu gibi unsurlar hakkında hızlı veri akışı sağlayan Traffic Travis SEO açısından sorun yaratan teknik hataları da gözler önüne seriyor. İstenen anahar kelimeler üzerinden ülkeye göre arama yapma seçeneği sunarak, Google sıralamalarındaki gidişat hakkında pratik ve hızlı bir şekilde bilgi edinilmesini de sağlıyor. Ücretsiz üyelikle 5 farklı site analizine ve 500 farklı anahtar kelime incelemesine imkan tanıyan Traffic Travis profesyonel sürüme yükseltilmesiyle sınırsız analiz imkanı sunuyor.
H1 tagları ve içerikteki anahtar kelime yoğunluğuna da göz atan araç, backlink URL’lerinin otoritesi konusunda da bir puanlama yapıyor. Traffic Travis istenen anahtar kelimelerde Google sıralamalarındaki mevcut durumun düzenli olarak takip edilmesi ve bu sayede raporlama yapmak için de kullanılabilir. Site içi SEO açısından büyük öneme sahip olan başlık, açıklama, görseller, etiketler gibi konular da analiz kapsamı dahilinde.
SEO Workersİlk bakışta pek şık bir arayüzle karşılaşmasanız da SEO Workers tasarımdan ziyade elde edeceği analiz verisiyle ilgilenenler için oldukça faydalı bir analiz aracı olacaktır. En şık tasarımlı SEO analiz aracı olmamasına rağmen yaptığı incelemeyi farklı başlıklar altında toplamasıyla kullanıcıya geniş içerikli veri arışı sağlayabiliyor. Hala geliştirilmesi gereken yönleri olmasına rağmen bazı diğer araçlara nazaran daha tuturlı veri sunduğu da bir gerçek. Analiz sonrası yaptığı listelemede yer yer Matt Cutts videolarına da yer veren SEO Workers, bu sayede analizi yapılan bölümlerin SEO açısından ne denli önemli olduğunun altınızı çiziyor.
HTTP headlarını, sayfa URL’lerini, anchor text yoğunluğunu inceleyerek site içi SEO konusunda ne durumda olunduğunu gösteren SEO Workers aynı zamanda görsellere de göz atıyor. İçeriklerin başlıklarını ve etiketlerini de incelemeye dahil ederek, yayın içeriğinin arama motoru gözünden nasıl göründüğünün daha iyi anlaşılmasını sağlıyor.
LipperheyAnaliz neticesinde puan verme konusunda oldukça ketum olan Lipperhey, popüler bir SEO analiz aracı olmasa da işinin hakkını veriyor. Hızla analiz işlemini gerçekleştirmenin yanı sıra esasen SEO konusunda göz ardı edilen Hosting veriler de dahil olmak üzere geniş içerikli bir analiz sonucu sunuyor. Site dizaynına da kısaca göz atan Lipperhey mobil uyumluluk ve mobil SEO konusunu da es geçmiyor. Siteye gelen linkleri listelemesinin yanı sıra bu linklerin geldiği siteler hakkında bilgi vermesi, Lipperhey’i oldukça kullanışlı bir SEO aracı haline dönüştürüyor.
H1’den başlayarak H6’ya kadar detaylı etiket analizi yapan Lipperhey; Robots.txt, XML site haritası, Flash kullanımı, erişilebilirlik gibi detaylarla indeks verilesi de sağlamakta. Endocing, DNS, domain yönlendirmeleri, indirme hızı, sunucu lokasyonu gibi detaylara göz atarak hosting bağlamında veri sunuyor.
13 Mart 2014 Perşembe
75 Farklı Sosyal Medya Sitesi
Sosyal medya dendiğinde yalnızca Facebook ile Twitter’ın akla geldiği zamanlar oldukça geride kalmış olsa da, hala ülkemizdeki pek çok internet kullanıcısının sınırlı sayıda sosyal medya aracının varlığından haberdar olduğu da bir gerçek. Birkaç tane siteden bahsederek yapılan bir sosyal medya tanımı ne derece gerçeği yansıtıyor olabilir ki?
Hemen her gün kullandıklarınızdan belki de adını dahi duymadıklarınıza kadar tam 75 farklı sosyal medya sitesinden kısaca bahsetmeye çalıştık. 75 sosyal medya sitesinin sıralandığı bu listede; halihazırda geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eden ağlar bulunduğu gibi, yakın gelecekte popüler olma ihtimali bulunduğuna inandığımız yani gelecek vaat eden siteler de yer alıyor.
Listedeki “Aktif Kullanıcı Sayısı” bilgisi fikir edinmeniz açısından yaklaşık kullanıcı sayısı olup, ilgili sosyal medya sitesindeki hesabına en az ayda 1 defa giriş yapan kullanıcılar esas alınarak belirlenmiştir. Bu kullanıcı sayısı bilgileri için Forbes, Wikipedia, CNN, New York Times gibi farklı kaynaklar ile sitelerin kendi güncel yayınlarından faydalanılmıştır. Ayrıca mümkün olduğunca yalnızca Çinçe, Rusça veya Portekizce gibi tek dil desteği olan yani belirli toplumlara hitap eden popüler sosyal medya sitelerinden ziyade çoklu dil desteği bulunan sosyal ağlara yer vermeye çalıştık.
1.Facebook
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 1,2 Milyar
Açıklamaya pek de gerek olmayan Facebook, kısa süre önce güncellediği tasarımıyla tüm dikkatleri yeniden üzerine çekmeyi başardı. Kullanıcı sayısında Avrupa’nın bir numarası olduğumuz Facebook, kullanıcıların yeni insanlarla tanışmak ve fikirlerini paylaşmak için hala en çok tercih ettiği sosyal medya sitesi.
2.Twitter
Tür: Mikroblog, Sosyal Ağ Sitesi, RSS
Aktif Kullanıcı Sayısı: 230 Milyon
Her saniye 6 binden fazla tweetin atıldığı Twitter’da, günde 500 milyonun üzerinde tweet girişi yapılıyor. Twitter kullanıcılarının neredeyse %75’i hesaplarına mobil cihazlar üzerinden erişim sağlarken, aktif hesapların yaklaşık olarak %5’inin “spammer” olduğu tahmin ediliyor. Ancak yine de ülkemizde de gördüğümüz üzere Twitter, sosyal olaylarda çok hızlı veri akışı sağladığı için küresel boyutta yaygın bir şekilde kullanılıyor.
3. WordPress
Tür: Blog
Aktif Kullanıcı Sayısı: 73 Milyon Blog
Her gün 500 bin yeni yazının yayımlandığı, dünya üzerindeki tüm web sitelerinin %22’sini ifade eden, 25 binden fazla plug-in ile WordPress kendi başına bir internet fenomeni. Hayat hakkında “bir şeylerden” bahsetmek ve geniş kitlelere ulaşmak için tıpkı geçmişte olduğu gibi bugünün dijital dünyasında da WordPress, açık ara bir numara… İyi ki varsın WP!
4. Google Plus
Tür: Dijital Kimlik, Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 540 Milyon
Google’ın gücü sayesinde kısa bir zaman zarfında popüler siteleri geride bırakarak dünyanın en büyük sosyal ağlarından biri olmayı başaran Google Plus, artık hafta 2 milyara yakın fotoğrafın yüklendiği dev bir sosyal medya aracı haline gelmiş durumda. Doğrudan link verme imkanı bulunduğu ve bizzat Google ismini taşıdığı için SEO açısından göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir öneme sahip.
5. LinkedIn
Tür: Profesyonel Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 275 Milyon
İş dünyasının dört bir yanından, farklı uzmanlık alanlarındaki profesyonelleri bir araya getiren LinkedIn, küçük ve orta ölçekli şirketlerin büyük bir bölümü tarafından aktif olarak kullanılıyor. Bu da LinkedIn’i yeni profesyonel bağlantılar oluşturmak için biçilmiş kaftan yapıyor.
6. Instagram
Tür: Fotoğraf/Video Paylaşım Ağı
Aktif Kullanıcı Sayısı: 150 Milyon
Günlük mobil kullanıcı erişiminde aylardır Twitter ile başa baş mücadele eden Instagram, her gün 55 milyon fotoğraf paylaşımı ile bu alanda trendi belirlemeyi sürdürüyor. Kullanıcılarının %57’sinin hesabına her gün giriş yapması ve bu kullanıcıların yaklaşık %40’ının 18-29 yaş arasında olması, Instagram’ı genç nüfusa ulaşmak için tercih edilebilecek en etkin sosyal medya aracı haline dönüştürüyor. Instagram’da IOS ile Android kullanımı ise neredeyse eşit.
7. Badoo
Tür: Arkadaşlık Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 200 Milyon
Artık internetti kullanarak yeni insanlarla tanışmak için eskisi kadar yoğun bir şekilde arkadaşlık sitelerine başvurulmuyor olsa da, Badoo eski alışkanlıklardan kolay kolay vazgeçilemediğini gösteriyor. Hala dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca internet kullanıcısı, yeni arkadaşlıklara yelken açmak için Badoo’yu tercih ediyor.
8. Windows Live
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 370 Milyon
Bir zamanlar ülkemizdeki gibi tüm dünyada bir “çılgınlık” düzeyinde kullanılan Windows Live’ın eski görkeminden uzak olduğu düşünülse de, marka 14 yıla yakın deneyimiyle hala Google’a karşı ayakta durmaya çalışıyor. Birçok kullanıcı ise bir Windows Live hesabını olduğu bile unutmuş durumda.
9. Orkut
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 35 Milyon
Brezilya, Hindistan ve Japonya başta olmak üzere belli ülkelerde oldukça popüler olan Orkut’u diğer sosyal ağlardan ayıran en büyük özellik, projenin arkasında bir Türk’ün olması. Orkut Google tarafından yönetiliyor olsa da, siteye bünyesinde çalışan bir yazılım mühendisi olan Orkut Büyükkökten’in adı verilmiş. Sitenin hala yaratıcısı Orkut Büyükkökten’in ismiyle anıldığından Hintli ve Brezilyalıların haberdar olup olmadığı ise merak konusu…
10. MySpace
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 50 Milyon
Her ne kadar bir sosyal ağ olmasına karşın daha çok müzikle ilgilenen profesyonel ve amatörler tarafından kullanılan MySpace, 10 yılı aşan deneyimi ile hala geniş bir kullanıcı kesimine sahip. AdSense reklamlarının kullanıldığı MySpace özellikle müzikle ilgili olanların geniş kitlelere ulaşmak ve başkalarının müzikal anlamda neler yaptığına göz atmak için hala ilk tercihlerinden biri.
11. Friendster
Tür: Sosyal Ağ Sitesi / Sosyal Oyun Platformu
Aktif Kullanıcı Sayısı: 12 Milyon
2002 yılına kadar uzanan geçmişi ile günümüzdeki on milyonlarca kullanıcıya sahip birçok sosyal medya sitesinden daha eski olan Friendster, günümüzdeyse bir sosyal ağ olmaktan ziyade online oyunlarla ilgilenenlerin aktif olarak kullandığı bir site konumunda. Bir zamanlar 100 milyona yakın üyesiyle Batı dünyasında popüler olan Friendster, eski gösterişinden bir hayli uzak…
12. Flixter
Tür: Sinema / Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 63 Milyon
Geçmişteki şaşalı günlerinden oldukça uzak görünse de, Flixter hala yeni filmleri herkesten önce keşfetmek isteyenlerin ilgi gösterdiği sosyal mecralardan biri. Vizyona girecek yeni filmlerin fragmanlarının izlenebildiği ve filmler üzerine farklı insanlarla düşüncelerin paylaşılabildiği Flixter, özellikle sinemayla ilgili olanlara hitap eden bir sosyal ağ sitesi.
13. Odnoklassniki
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 55 Milyon
SSCB’den geriye kalan ülkelerde popüler olan Odnoklassniki, eski sınıf arkadaşlarını bir araya getirmek ve yeni insanlarla tanışmak için geniş bir kesim tarafından kullanılıyor. Diğer dilleri desteklemediği için eleştirilen Odnoklassniki, belki de bu özelliği sebebiyle hala her gün 30 milyondan fazla tekil kullanıcı tarafından ziyaret ediliyor.
14. Viadeo
Tür: Profesyonel Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 35 Milyon
Sektörel odaklı bir profesyonel ağ sitesi olan Viadeo, aynı sektörde faaliyet gösteren profesyonellerin dünyanın dört bir yanında bağlantı kurmasını sağlıyor. İşletme sahipleri, yöneticiler, girişimcilerden oluşan üye profili ile LinkedIn’nin yolundan kararlı adımlarla yürüyormuş gibi görünüyor.
15. Flickr
Tür: Fotoğraf/Video Paylaşım Ağı
Aktif Kullanıcı Sayısı: 80 Milyon
Her gün 4 milyona yakın görselin yüklendiği Flickr, fotoğraf ve video paylaşımını sosyal ağlardan üzerinden üye olmayanların da görüntüleyebileceği şekilde yapma imkanı sunuyor. IOS ve Android’ten sonra Windows Phone’larda da popüler hale gelen uygulamasıyla popüler olmayı sürdürüyor. Flickr, ücretsiz üyeliklerde 1 terabayt depolama alanından faydalanma imkanı sunmaktadır.
16. Last.fm
Tür: Çevrimiçi Müzik Paylaşım Sitesi, Mikroblog
Aktif Kullanıcı Sayısı: 35 Milyon
Ülkemizde erişimi sıkıntılı olduğu için müzikseverleri erişim sağlamak için biraz uğraştıran Last.fm, basit bir online radyo olmaktan öte kullanıcılarına kendi müzik beğenisini insanlarla paylaşma imkanı sunan, oldukça geniş bir sosyal ağ. Kullanıcılar istediği şarkıları kolayca bulabileceği gibi, dilediği müzik türünde radyo yayınlarını da dinleyebilmektedir. Winamp ve Windows Media Player gibi popüler oynatıcılarla uyumlu olması, Last.fm’in çok geniş bir kesim tarafından kullanılmasını sağlamakta.
17. MyHeritage
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 70 Milyon
İsrail merkezli bir sosyal ağ olarak, daha çok soy bilimiyle ilgilenen MyHeritage; kullanıcılarına kendi soy ağaçlarını oluşturma imkanı sunuyor. MyHeritage üyeleri kendi aile sayfasını oluşturabildiği gibi, her sosyal ağ sitesinde olduğu gibi video ve fotoğraf paylaşımı da yapabiliyor. Aile organizasyonları oluşturma, üyelerin oluşturduğu soy ağaçlarından faydalanarak aile büyüklerini araştırma imkanı sunan site, Türkçe de dahil olmak üzere 40’tan fazla dili destekliyor.
18. Fotolog
Tür: Fotoblog
Aktif Kullanıcı Sayısı: 20 Milyon
Üyelerin fotoğraf günlükleri ve bloglar oluşturduğu Fotoblog, 2002 yılına kadar uzanan geçmişi ile fotoğraf paylaşımında dijital dünyanın en eski sosyal ağlarından biri. AdSense ile anlaşmalı olan Fotoblog, üyelerine fotoğraf paylaşımı yaparak kendi grubunu oluşturma ve geniş bir kesime hitap etme fırsatı sunuyor.
19. LiveJournal
Tür: Sosyal Ağ Sitesi, Blog
Aktif Kullanıcı Sayısı: 20 Milyon
Açık kaynaklı Blog yazılımından tüm üyelerinin faydalanmasını sağlayan LiveJournal ile günlük sayfaları, gezi notları ve bloglar oluşturmak mümkün. Ücretsiz olarak açık kaynaklı sunucu yazılımı ile Çin ve Rusya gibi Linux tabanlı sistemlerin daha yaygın kullanıldığı ülkelerde popüler olan LiveJournal, gelişmiş sistemi ile kullanıcılarının bloglarını dilediği gibi optimize edebilmesini sağlıyor.
20. Plaxo
Tür: Sosyal Ağ Sitesi, Adres Defteri
Aktif Kullanıcı Sayısı: 15 Milyon
Günümüzde artık her internet kullanıcısı birden fazla kaynak kullanarak, farklı telefon numaralarına ve e-posta adreslerine sahip. Bu konuda pratik çözüm getiren bir sosyal ağ olan Plaxo, üyelerinin kendi adres defterini oluşturmasını ve bu sayede tüm iletişim bilgilerini tek bir kaynakta toplamasını sağlıyor. Adres defterini dilediği gibi düzenleyebilen Plaxo kullanıcıları, tek bir veritabanı üzerinde iletişim trafiğini organize ediyor.
21. Foursquare
Tür: Konum Tabanlı Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 20 Milyon
Mobil cihazların günlük hayatın bir parçası olmasıyla birlikte konum paylaşımının da alışkanlığa dönüşmesi hiç şüphesiz ki Foursquare kullanımının hızla yaygınlaşmasını sağladı. Mobil cihazlar üzerinden “Check-In” yapan Foursquare kullanıcıları, her gün 3 milyon defa konumunu paylaşıyor. Günlük hayatta gerçekten de işe yarayabildiği için Foursquare kullanımı ülkemizde de yaygınlaşıyor.
22. Xing
Tür: Profesyonel Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 12 Milyon
Türkçe de dahil olmak üzere 17 farklı dili destekleyen Xing, 200’ün üzerinde ülkede kullanılan geniş bir profesyonel ağ. Üyelerin birbirine nasıl bağlandığını göstererek girişimciler, yöneticiler ve çalışanlar için yeni bağlantılar oluşturma imkanı sunan Xing, LinkedIn kadar geniş bir ağ olmamasına karşın kesinlikle gelecek vaat ediyor.
23. StumbleUpon
Tür: Sosyal İmleme Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 25 Milyon
Kullanıcıların internette karşılaştığı içerikleri birbirine tavsiye etmesine imkan sağlayan bir BookMarking sitesi olan StumbleUpon, yeni web siteleri keşfetmeyi kolaylaştırıyor ve kullanıcıların sitelere verdiği puanlar ile internette neyin popüler olduğunu öğrenme imkanı sunuyor. Popüler tüm tarayıcılar için Toolbar versiyonu bulunan StumbleUpon, internette gezinirken istenen herhangi bir sayfanın pratik bir şekilde sosyal ağlarda paylaşılmasını sağlamakta. StumbleUpon kullanıcıları sosyal ağlarına her ay 1 milyardan fazla web içeriği öneriyor.
24. DeviantArt
Tür: Sosyal Sanat Paylaşım Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 25 Milyon
Kullanıcıların kendi ürettiği sanata dair her ne varsa sosyal ağlarla paylaşmasını sağlayan DeviantArt, özellikle grafik tasarım ve fotoğrafçılık ile ilgilenenlerin aktif bir şekilde kullandığı paylaşım sitelerinden. Genel olarak “her telden” fotoğraf paylaşımının yapıldığı DeviantArt’da her gün 140 binin üzerinde paylaşım yapılıyor. Ayrıca kullanıcılar grafik tasarım veya fotoğraf çıktılarını sayfası üzerinde satabiliyor.
25. Delicious
Tür: Sosyal İmleme
Aktif Kullanıcı Sayısı: 9 Milyon
Sosyal imleme denince hala akla gelen ilk isimlerden biri olan Delicious, tüm internet kullanıcılarının kolay erişim için web sitelerini tarayıcısının sık kullanılanlarına eklediğini fark ederek 2003’te kurulmuş bir sosyal ağdır. Kullanıcıların web sitelerini Delicious’a eklemesiyle birlikte milyonlarca siteden oluşan dev bir veritabanına sahip olmuştur. Tanınmasında büyük rol oynayan “del.icio.us” domaini artık “delicious.com” adresine yönlendirilmektedir. Kullanıcılar favorilerine eklediği web sitelerini sosyal ağlarla paylaşabilmekte, birbirini takip edebilmektedir.
26. Tumblr
Tür: Sosyal Ağ Sitesi, Mikroblog
Aktif Kullanıcı Sayısı: 175 Milyon Blog
Yahoo’nun sahibi olduğu Tumblr, gösterge paneli arayüzü (Dashboard) sayesinde kullanıcılarına işlevsel ve hızlı mikroblog yönetim imkanı sunar. Kullanıcı gösterge panelinde kendi yayımladığı içerikleri paylaşabileceği gibi, takip edilen blogların yayınlarına da yer verebilir. Blogger’a nazaran daha pratik ve hızlı kullanım imkanı sunduğu için her seviyeden internet kullanıcısına hitap edebilmiştir. Ayrıca HTML kod erişimine imkan vermesi de bu kadar fazla kullanılmasında etkilidir.
27. Livemocha
Tür: Sosyal Dil Öğrenim Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 12 Milyon
Time Dergisi’nin 2010 yılında “En İyi 50 Web Sitesi” arasında göstermesiyle birlikte biranda popüler hale gelen Livemocha, 200’e yakın ülkeden kullanıcıya sahip olan global bir sosyal ağdır. Yaklaşık olarak her gün 400 bin defa tıklanan Livemocha, farklı ülkelerin dillerini öğrenmek isteyen insanları bir araya getirmektedir. Üyeler birçok dilde dijital eğitim dokümanlarını birbiriyle paylaşabilmekte, sosyal etkileşime geçebilmektedir.
28. GoodReads
Tür: Sosyal Kütüphane Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 13 Milyon
Müzik odaklı Last.fm’in kitap okumaya yönelik olan versiyonu olan GoodReads, kullanıcıların kitap tanıtımları ve eleştirilerine paylaşmasını sağlıyor. GoodReads kullanıcıları okuduğu kitaplarla ilgili düşüncelerini birbiriyle paylaşabiliyor, yazar veya kitaplara ilişkin gruplar kurarak fikir alışverişinde bulunabiliyor, arkadaşlarının hangi kitapları okuduğu ve bu kitaplar hakkında ne düşündüğünü öğrenebiliyor.
29. Meetup
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 14 Milyon
2002 yılında kurulan Meetup, çevrimdışı grup buluşmaları organize etmek ve sosyal ağlarla paylaşımda bulunmak için kullanılan bir site. Gruplara üye olarak ortak ilgi alanlarına sahip olan insanlarla tanışma imkanı sunan Meetup, aynı kentte veya ilçede buluşmak isteyen kullanıcıları bir araya getiriyor. 100 binden fazla grubun bulunduğu site, dijital ortamdan ziyade gerçek hayata yönelik tanışmaları organize etmek için kullanılıyor.
30. Picasa
Tür: Görsel Paylaşım Ağı
Aktif Kullanıcı Sayısı: Güncel Açıklama Yok
Ücretsiz olarak fotoğraf depolama, fotoğrafları sosyal ağlarla paylaşma, diğer üyelerin fotoğraflarına yorum yapma, fotoğrafa yer imi ekleme imkanı sunan Picasa bir Google markasıdır. Artık sınırsız sayıda küçük boyutlu fotoğraf depolama imkanı sunan Picasa, büyük boyutlu görseller için 25 gigabayt ile 16 terabayt arasında değişen kiralık depolama alanı seçenekleri de sunuyor. Google kullanıcı sayısı hakkında konuşmakta ketum davransa da, Google+ hesapları düşünüldüğünde Picasa’nın da geniş bir kesim tarafından kullanıldığı söylenebilir.
31. Blogger
Tür: Blog
Google’ın sahibi olduğu ve WordPress ile her zaman kıyaslanan Blogger, kullanıcıya birden fazla blog sitesini tek hesap üzerinden yönetme imkanı sunuyor. Birçok ülkede en çok kullanılan blog servisi olmayı başaran Blogger WordPress ile kıyaslandığında daha düşük bir erişilebilirliğe sahip olmasına rağmen AdSense reklamlarını desteklediği için milyonların tercihi olmayı sürdürüyor.
32. Youtube
Tür: Video Paylaşım Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 800 Milyon
Her gün 70 bine yakın videonun eklendiği ve 100 milyondan fazla videonun görüntülendiği Youtube, şüphe götürmez bir biçimde dijital dünyanın en popüler isimlerinden biri ve belki de en popüleri… Listedeki pek çok marka gibi Google’ın sahibi olduğu Youtube’da 1 milyondan fazla Reklam Ortaklığı Programı üyesi bulunuyor. Geniş kitlelere ulaşmanın en etkili yolu, geçmişte olduğu gibi hala Youtube üzerinden video paylaşımı yapmak.
33. My Yahoo
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 40 Milyon
Yahoo kullanıcılarının tek bir sayfa üzerinden sosyal paylaşımda bulunmasına imkan sağlayan My Yahoo, fotoğraf ve videodan hava durumu ve günlük burç yorumlarına kadar oldukça geniş bir paylaşım imkanı sunmakta. 80’nin üzerinde servisten yararlanma imkanı sunan My Yahoo, aylık 1 milyara yakın sayfa gösterimiyle tahmin edilenden de daha fazla trafik vaat ediyor.
34. Digg
Tür: RSS Tabanlı Paylaşım Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 30 Milyon
Bir haber sitesi olarak sosyal medyanın kalbinin attığı Digg zamanla çehre değiştirerek, “Multi-RSS Reader” desteği sayesinde PHP ve ASP desteği olan tüm sitelerin kaynak gösterilerek kopyala-yapıştır paylaşılmasına imkan sağladı. Sosyal imlemenin popüler isimlerinden biri olmaya devam eden Digg; sosyal medyada var olan web sitelerinin %2,4’ünü, dijital dünyadaki tüm web sitelerininse %0,8’ini kullanmakta. Bu, çok geniş bir içerik akışı anlamına geliyor…
35. Reddit
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 3 Milyon
Grup üyelerinin içerik yayınlayabildiği ve paylaşabildiği Reddit, doğrudan link ve metin paylaşımına da imkan sağlıyor. Her ne kadar ilk bakışta 3 milyon kullanıcısı ile çok küçük bir sosyal ağmış gibi görünse, aylık 110 milyon tekil ziyaretçisi ile Reddit kesinlikle hafife alınmaması gereken bir araç.
36. Technorati
Tür: Blog Tarama Ağı
Aktif Kullanıcı Sayısı: 112 Milyon Blog
Çok geniş bir blog ağını taranmasını ve yayıncıların kendi indekslerini oluşturmasını sağlayan Technorati, 250 milyondan fazla taglanmış sosyal medya içeriğiyle sosyal ağların neredeyse tamamını buluşturuyor. Technorati kullanıcıları blog sitelerinin yayıncılarını oylayarak birbirine popüler bloglar hakkında bilgi verebiliyor.
37. SlideShare
Tür: Dosya Paylaşım Ağı
Aktif Kullanıcı Sayısı: 16 Milyon
2010 yılında “Dünyanın En İyi 10 Eğitim ve e-Öğrenme Aracı” listesine giren SlideShare, Web 2.0 tabanlı bir dosya paylaşım ağı. PDF; Word, Excel ve PowerPoint gibi Office dokümanlarının paylaşılabildiği SlideShare kullanıcılarının site üzerinden tüm bu içeriği çevrimiçi görüntülemesine imkan sağlıyor.
38. Vimeo
Tür: Video Paylaşım Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 22 Milyon
Aylık 100 milyon tekil ziyaretçisi ile bu alanın açık ara lideri olan Youtube’un ilk sıradaki takipçilerinden olan Vimeo, HTML5 desteği ve kimilerine göre daha kullanışlı arayüzü ile video paylaşımında önemli bir role sahip. Vimeo’nun yoğun ilgi görmesinde, yetişkinlere yönelik ve telif hakkıyla korunan içerikler konusunda Youtube’a nazaran daha katı kurallara sahip olmasının payı büyük.
39. PhotoBucket
Tür: Fotoğraf/Video Paylaşım Ağı
Aktif Kullanıcı Sayısı: 100 Milyon
10 milyarın üzerinde görsele ev sahipliği yapan ve Twitter kullanıcılarının görsel paylaşım platformu olarak ilk tercihlerinden biri olan PhotoBucket, 2009 yılından itibaren bu alanın lider isimlerinden birine dönüştü. Kişisel ve ticari maksatla kullanılan hesaplardan çıkan forum, web sitesi, sosyal medya hesabı linkleri sayesinde PhotoBucket milyonlarca kullanıcıyı birbirine bağlayan bir ağa dönüştü.
40. FriendFeed
Tür: Sosyal İmleme/Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 1 Milyon
Facebook’un sahibi olduğu FriendFeed Türkiye’de beklenen ilgiyi görmese de, çok fazla sosyal medya aracının tek bir adresten takip edilmesine imkan sağladığı için işlevsel bir kullanıma sahip. FriendFeed kullanıcıları; sosyal imleme, sosyal medya araçlarından bildirim yapma, mikroblog paylaşımı, RSS/Atom besleme gibi farklı imkanlardan faydalanabiliyor.
41. Hi5
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 80 Milyon
Arkadaşlık sitesi olarak popüler olan ve geçen yıllar içinde kullanıcılarına daha fazla sosyal etkileşim imkanı sunarak geniş içerikli bir sosyal ağa dönüşen Hi5, çoğu kullanıcı tarafından sunulan 200’ün üzerindeki oyun sebebiyle kullanılıyor. Hi5 kullanıcıları; video ve fotoğraf paylaşımında, sosyal imlemede, statü güncellemelerinde, grup etkileşiminde bir hayli aktif.
42. GrooveShark
Tür: Çevrimiçi Müzik Paylaşım Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 20 Milyon
Ülkemizdeki kullanıcıların yeni yeni tanışmaya başladığı GrooveShark, 15 milyondan fazla şarkıyı çevrimiçi olarak dinleme ve diğer kullanıcıların müzik yayına katılma imkanı sunmakta. GrooveShark kullanıcıları; müzik türlerine göre istediği şarkıyı ekleyerek kendi listelerini oluşturabiliyor, bu listeleri sosyal ağlarda paylaşabiliyor, başkalarının bu şekilde hazırladığı playlistleri tek tıkla dinlemeye başlayabiliyor.
43. DailyMotion
Tür: Video Paylaşım Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 115 Milyon
Youtube’un koltuğuna göz koyan DailyMotion, HTML5 desteği bulunan Fransa merkezli bir video paylaşım platformu. Video yükleme, grup oluşturma, sosyal medya araçları üzerinden paylaşım gibi artık tüm popüler video paylaşım sitelerinde olan özellikler DailyMotion’da farklı bir arayüz ile kullanılıyor.
44. Fizy
Tür: Çevrimiçi Müzik Paylaşım Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 250 Bin
Ülkemize has müzik paylaşım sitesi olan Fizy, 2008 yılından bu yana hızlı bir gelişim göstererek günlük 600 bin tekil ziyaretçi sayısına ulaştı. Sanatçı radyosu, canlı yayın, mix gibi özelliklerin sunulduğu Fizy yayınına web ve mobil cihazların dışında televizyonlardan da erişim sağlanabiliyor.
45. Gravatar
Tür: Görsel Paylaşım Sağlayıcısı
Aktif Kullanıcı Sayısı: 9 Milyon
Her WordPress hesabıyla otomatik olarak ilişkilendirilen Gravatar; site sahiplerine, internet kullanıcılarına ve içerik geliştiricilere farklı platformlar üzerinden avatar sağlamaktadır. Küresel olarak tanımlanmış bir avatara sahip olan Gravatar kullanıcıları, web sitelerine yorum yazarken veya içerik yayınlarken avatarın otomatik olarak eklenmesini sağlar. Kullanıcılar ayrıca kendi sayfalarına link entegrasyonu da yapabilir.
46. About.me
Tür: Mikroblog
Aktif Kullanıcı Sayısı: 4,5 Milyon
Dijital ortamda kişisel bir kartvizit oluşturma imkanı sunan About.me, kullanıcının kendinden birkaç kısa cümle ile bahsetmesine ve tüm iletişim bilgilerini tek bir sayfa üzerinden paylaşmasına olanak sağlıyor. Youtube, LinkedIn, Twitter gibi popüler sosyal medya hesaplarının, blogların ve web sitelerinin de About.me sayfasıyla ilişkilendirilmesi mümkün.
47. Daytum
Tür: Mikroblog
Facebook’un satın aldığı Daytum, her gün kullanılan verilerin pratik bir şekilde düzenlenmesini sağlıyor. Daytum, kullanıcılarının katıldığı bütün etkinlikleri ve üyesi olduğu platformlar yaptıkları istatistiksel veri olarak kaydediyor. Yani bir manada kullanıcının günlük alışkanlıklarının istatistiğini tutuyor.
48. Engadget
Tür: Blog
Tecnorati Top 100 listesinde yer alan bir blog servisi olan Engadget, elektronik alet meraklılarını bir araya getiren bir sosyal platform. Elektronik cihazlarla ilgili atış fırsatlarına, haberlere ve kullanıcı yorumlarına yer verilen Engadget, pratik bir şekilde fotoğraf ve video paylaşımında bulunmayı sağlıyor.
49. So.cl
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Popüler sosyal medya araçlarının konseptlerini alarak Google+ benzeri bir kullanım vaat eden So.cl, Microsoft’un uzun süre üzerinde çalıştıktan sonra 2012 yılında hayata geçirdiği bir proje. Hala üzerinde geniş ölçekli güncellemelerin yapıldığı So.cl şuan için Microsoft’un deney tahtasıymış gibi görünse de, arkasındaki markanın gücü sebebiyle çok yakında ani bir sıçrayış yapabilir. Özellikle Google Plus’a bir türlü ısınamayanların göz atmasında fayda var.
50. Mylife
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 30 Milyon
Tüm bir hayatın, tek bir sosyal medya aracı üzerinden görüntülenmesi fikrini yansıtan Mylife, kullanıcılar arası çoklu paylaşım imkanı sunuyor. Tek bir araç kullanarak Facebook, Tweeter, Google+, LinkedIn ve diğer sosyal medya hesaplarındaki çevrelerin paylaşımlarını görüntüleme imkanı sunan Mylife bu sayede tek bir yerde oturum açarak tüm sosyal medyadan haberdar olunmasını sağlıyor.
60. Netlog
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 95 Milyon
Netlog kullanıcılarına tamamen kendi yönetiminde olan bir web sayfasına sahip olma ve tüm sosyal ağlarıyla bu sayfa üzerinden iletişim kurma imkanı sağlıyor. Blog yayınlarını, müzik listelerini, videolarını ve fotoğraflarını sosyal ağlar ile Netlog üzerinden paylaşan kullanıcılar yeni arkadaşlıklar kurmak için de tüm bu geniş ağı kullanabiliyor.
61. Formspring
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 290 Milyon
Gizli olarak kullanıcı takip etme, diğer kullanıcılara sorular yöneltme gibi farklı özellikler sunan Formspring “smile” butonuyla bir anlamda Facebook’taki “beğen” mantığını uygulamaktadır. Formspring’i eğlenceli ve popüler hale getirense kullanıcının takipçilerinin sayfasına yazdığı sorular ve bu sorulara verilen yanıtlardır.
62. Bebo
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 117 Milyon
Şuan itibarıyla baştan aşağı yenilendiği için kapalı olmasına rağmen çok yakında takipçileriyle yeniden buluşacak olan Bebo, başta İngiltere olmak üzere birçok ülkenin en popüler sosyal medya aracıdır. Bebo kullanıcıları; blog yazısı, fotoğraf, video paylaşımında bulabilmekte ve diğer kullanıcılara soru yöneltebilmektedir.
63. Classmates
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 50 Milyon
Günümüzün en eski sosyal ağlarından olan Classmates 1995 yılında, insanların sınıf arkadaşlarını ve artık görüşemediği dostlarını bulmasına yardımcı olma amacıyla kurulmuştur. Lise yıllıklarını ve fotoğraflarını paylaşan Classmates kullanıcıları ayrıca film fragmanlarından şarkı ve kliplere kadar oldukça geniş içerikli paylaşımlarda bulunabiliyor.
64. Habbo
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 230 Milyon
Ülkemizdeki internet kullanıcılarının büyük bölümünün adını dahi duymadığı Habbo, 20 yaş altı kullanıcı oranı en yüksek olan bir sosyal sosyal ağ sitelerinden biridir. Genç internet kullanıcılarının sosyal medya kullanımı referans alınarak geliştirilen Habbo çok geniş bir aktivite yelpazesi sunuyor.
65. Tagged
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 100 Milyon
Profil sayfalarını istediği gibi düzenleyebilen, biyografi oluşturabilen, düşüncelerini paylaşabilen Tagged kullanıcıları mesaj göndermeden konum bildirimi ve fotoğraf paylaşımına kadar diğer sosyal medya araçlarının sunduğu imkanların tamamına sahip. Farklı olarak profil sayfasını kimlerin ziyaret ettiğini de görebilen kullanıcılar, video araması yaparken “en çok izlenen, en yeni, en çok oy alan” gibi filtreleri de kullanabiliyor. Tagged 100 milyon kullanıcı hesabına sahip olduğunu iddia etse de, bazı servisler bu sayı biraz abartılı buluyor…
66. We Heart It
Tür: Görsel Tabanlı Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 20 Milyon
“Hayal gücünüz için bir ev” sloganını kullanan We Heart It kullanıcılarına kendi tasarımlarını yayınlama, internette denk geldiği ve hoşuna giden görsel içerikleri sosyal ağlarla paylaşma fırsatı sunuyor. Kullanıcılar beğendiği görselleri tek bir koleksiyon altında toplayabiliyor, bu görselleri dilediği gibi organize ederek arkadaşları ile paylaşabiliyor.
67. Pinterest
Tür: Görsel Tabanlı Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 12 milyon
“Pin” adı verilen görsel imler oluşturan ve bu Pinleri de “Board” denen görsel koleksiyonlar aracılığıyla sosyal ağlar ile paylaşan Pinterest kullanıcıları, kendi yazdığı veya farklı sitelerde gördüğü makaleleri de paylaşabiliyor. Gezi planları, projeler, organizasyonlar, yemek tarifleri, kıyafet ve aksesuar tasarımları da Pinterest kullanıcılarının pinledikleri arasında…
68. VK (Vkontakte)
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 120 Milyon
Vkontakte olarak bilinen sosyal ağ sitesi çehre değiştirerek VK haline geldi. Facebook’un ardından Avrupa’nın en büyük ikinci sosyal ağı olan VK, Alexa’nın Küresel Top 500 Site listesinde de 23. sırada yer alıyor. Eski SSCB üyesi ülkelerde çok fazla kullanılan bu sosyal ağ, halihazırda Rusya’da Yandex’in ardından en çok ziyaret edilen site. Her gün 55 milyon kullanıcının çevrimiçi olduğu VK, dünyanın en popüler 10 sosyal medya sitesi arasında kabul ediliyor.
69. Sonico
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 50 Milyon
Görsel imlemeden çevrimiçi mesajlaşmaya, yer bildirimlerinden video paylaşımına kadar kullanıcılarına birçok farklı seçenek sunan Sonico 200’den oyuna ev sahipliği yapıyor. İspanyolca ve Portekizce konuşan internet kullanıcılarının yoğun ilgi gösterdiği Sonico, Latin Amerika’nın en popüler sosyal medya araçlarından.
70. SoundCloud
Tür: Çevrimiçi Müzik Paylaşım Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 40 Milyon
200 milyona yakın dinleyici bulunan SoundCloud; profesyonel müzisyenler, müzikle uğraşan amatörler ve tüm müzikseverlerin favori sosyal ağlarından biri. SoundCloud kullanıcıları kendi orijinal kayıtlarını sayfasına yükleyebildiği gibi, diğer kullanıcıların müzikle ilgili çalışmalarını da paylaşabiliyor.
71. Qzone
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 480 Milyon
Çinli internet kullanıcılarının favorilerinden biri olan Qzone, Çin dışında pek az tanınıyor olsa da Alexa sıralamasında 7. sırada yer alan bir sosyal ağ sitesi. Çin’de MySpace ve hatta Facebook’tan dahi daha popüler olduğu iddia edilen Qzone, listede yer vermediğimiz diğer Çin merkezli sosyal medya siteleri gibi sadece bulunduğu ülkede değeri olan bir sosyal medya aracı.
72. Geni
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 20 Milyon
Tıpkı MyHeritage gibi soy bilimiyle ilgili bir sosyal ağ olan Geni, kullanıcıların soy ağaçlarını çıkarmasını ve başkalarının paylaştığı soy ağaçlarını kullanarak kendi atalarını bulmasına yardımcı oluyor. Ortak atalardan gelen ancak birbirini tanımayan Geni kullanıcıları birbirini sosyal ağına ekleyerek iletişime geçebiliyor.
73. Skyrock
Tür: Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 22 Milyon
Kullanıcılarına dilediği gibi kullanabileceği bir ücretsiz alan vaat eden Skyrock, diğer kullanıcılar ile çok yönlü etkileşim kurma imkanı sunuyor. Skyrock kullanıcıları kendi alanını hem blog hem profil sayfası hem de sosyal paylaşım platformu olarak kullanabiliyor. Skyrock kullanıcıları ayrıca farklı mecralarda yayınladığı kendi müzik kompozisyonlarını tek bir adreste toplayarak, tüm sosyal etkinliklerini tek bir adresten yönetebiliyor.
74. Xanga
Tür: Blog, Sosyal Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 27 Milyon
Kullanıcıların paylaşımlarının tamamına veya sadece belirli bir kısmına erişim sınırlandırması koyabilmesine imkan sağlayan Xanga, ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerde popüler olan bir sosyal ağ. Xanga kullanıcıları sayfalarını mikroblog, fotoblog veya profil sayfası olarak kullanabiliyor ve dilediği hemen her şeyi paylaşabiliyor. Site sadece 13 yaş üzeri kullanıcılara hizmet veriyor.
75. Yammer
Tür: Profesyonel Ağ Sitesi
Aktif Kullanıcı Sayısı: 3 Milyon
Profesyonel bir sosyal ağ olarak 3 milyon kullanıcıya sahip olmanın dikkate değer bir yanı yokmuş gibi görünebilir. Ancak Yammer 80 binin üzerinde şirket tarafından kullandığı için profesyonel bağlantı kurma konusunda çok geniş imkan sunuyor. Sadece şirket maili ile üye olunabilen Yammer, kişisel ve ticari organizasyon bağlantıları oluşturma ve paylaşma konusunda yenilikçi fikirlere sahip.