29 Ağustos 2013 Perşembe

Twitter Reklamları Nasıl Sevdi

Twitter'ın reklam sürecini incelediğimiz zaman oldukça ilginç bilgilere ulaşabiliyoruz.

Twitter açıldıktan sonra ilk reklamını 2010 yılında aldı. Başlarda Facebook gibi reklam konusunda çekingen kalan firma aslında kullanıcılarını bir reklam aracı olarak kullandı. Ancak günümüzde bu durum değişti ve reklam verenler yönlerini Twitter'a doğru çevirdi. 2008 yılında Twitter "biz Twitter üzerinde reklam vermeyeceğiz" diyordu ve bu oldukça önemli bir söylemdi. Ancak aynı yılın Nisan ayında Twitter Japonya'da reklam vermeye başladı. Bu esnada Toyota Twitter'ın ilk reklam vereni oldu. 2009 yılında Twittad isimli bir firma Twitter duvar kağıtlarını en yüksek bedeli verene satmaya başladı. Ayrıca benzer dönemlerde şirket promosyonlu tweetler dönemini başlattı. Şirketin reklam politikasının ismi olan Izea gönderi başına ücretlendirmeyi ölçü olarak alırken bu alanda ilk olamadı. Daha önceleri Magpie isimli bir firma bu konsepti hayata geçirmişti. 2009 yılının ortalarındayken Twitter hala reklam ile ilgilenmiyordu. Reklam ile ilgilenmemelerinin sebebi olarak onların ilgisini çekmediğini söyleyen Twitter bu konuda sert açıklamalarına devam ediyordu. 2010 yılında ise şirket promosyonlu tweetler özelliğini resmen duyurdu. Bu alanda reklamlar kullanıcılar onunla ilgili arama yaptığı zaman görülür oluyordu. 2010 yılının devamında şirket promosyonlu tweetlerin yanına promosyonlu trendler özelliğini ekledi. Bu güncellemeden 4 ay sonra şirket promosyonlu hesapları da kullanıma sundu. Bu hesaplar sayesinde reklam verenler kimi takip etmeli listesinde üst sıralara çıkabiliyordu. Ancak bu esnada şirketin ekranı reklamlarla doldurmama kararı devam etti. Kullanıcılarını rahatsız etmeden reklamlara yer veren şirket aslında bu sayede farklı olmaya devam ediyordu. 2012 yılında 259.9 milyon dolar reklam geliri elde eden şirket bu sene için 400 milyon dolarlık bir kazanç bekliyor.

twitterreklam

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Facebook Hediye Kartı ile Ürün Satmaya Hazırlanıyor

Facebook en son hamlesi ile sadece bir sosyal ağ olmanın ötesinde geçmeye hazırlanıyor. Kullanıcılara hediye kartları, çiçek, şarap gibi ürünler satmaya hazırlanan firma bu alandan kazanç elde etmenin peşinde.

Sosyal medya devi bir süredir bu sürece kendini hazırlıyordu. Facebook Card isimli ürünü ile kullanıcılara bu kart üzerinden alışveriş yapma imkanı sunan şirket bu sayede kendini bir alışveriş dükkanı konumuna doğru sürükledi. Bir hediye kartı olarak satılan Facebook Card ile bu kartı alanlar onun değeri kadar hediyeyi satın alabiliyorlar. Şirketin yaptığı açıklamaya göre taşıma ve yönetim maliyetlerini aşağıya çekmeye çalışan Facebook bu sayede kullanıcılar için daha tercih edilesi olmaya çabalıyor. Bu sistemde yapılan satışların yüzde 80inin Facebook Card kullanarak yapılması ise sistemin başarısı ortaya koyuyor. Bir diğer taraftan da Facebook bu alanda ilerlemeye devam ederken onun işbirlikçileri ve bazı dağıtıcılarda fiziksel ürünler satmaya başladı. Ödemeler için dijital bir kod kullanan bu sistemde kullanıcılar gerçek ürünlerin sahibi olabiliyorlar. Bu esnada Facebook dijital dükkânı yeniledi ve bu sayede yeni müşteriler çekmeyi planlıyor. Yeni görünümlü site kullanıcılarını yüzde 10 oranında arttırmış durumda. Hatırlanabileceği gibi geçtiğimiz günlerde Facebook kendi ojesini tanıtmıştı. Calif'te bulunan mağaza üzerinden satılan bu oje Facebook'un mavi rengine sahipti. Elbette sosyal medya devinin bu alanda başka neler yapabileceğini yakın zamanda göreceğiz. Ancak Facebook'un satış işini büyütmesi oldukça olası gözüküyor. Kendine yeni bir kapı daha açan şirket bu alanda büyüme devam edecektir.

facebookhediye kartıürün satışımağaza

23 Ağustos 2013 Cuma

Facebook Uygulamalara Yeni Bir Onay Sistemi Getirdi

Facebook geçtiğimiz gün iki adımlı uygulama onaylama süreci resmen duyurdu. Bu özellik sayesinde kullanıcılar üçüncü parti programları kullanarak yaptıkları paylaşımlar üzerinde daha fazla kontrol sahibi olacaklar.

Lyft veya Words With Friend benzeri uygulamalara Facebook bilgileri ile giriş yapan kullanıcılar iki aşamalı onay süreci sayesinde neler paylaşabileceklerine karar verecekler. İlk adım "Read" yani oku onayı. Bu onay sayesinde uygulama Facebook'a erişebiliyor. İkinci onay ise "Write" yani yaz onayı bu onay sayesinde ise uygulamalar Facebook üzerinde paylaşımlar yapabiliyor. Önceden bu tarz bir onay sistemi bulunmayan Facebook geçtiğimiz Nisan ayında yaptığı bir duyuru ile bu özelliği tanıtmıştı. Artık kullanıcılar uygulama istediği yetkiyi vererek istemediklerini vermeyecekler. Yani uygulamalar artık kullanıcılarının izni olmadan gönderilerini paylaşamayacaklar. Tüm dünya çapında kullanılabilir durumda olan bu özellik ile birlikte kullanıcılar uygulamaları daha rahat kontrol edebilecekler. Yapılan bir araştırmaya göre kullanıcıların yüzde 80i uygulamalara istedikleri izinleri veriyor. Facebook üçüncü parti uygulamaları kullanarak login olan kullanıcılardan fayda sağlayabiliyor. Online olarak sayılar bu kullanıcılar site üzerinde daha fazla paylaşımın yapılmasını sağlıyor. Yeni izin onayı özelliği kullanıcılardan gelen uyarılar dikkate alınarak geliştirildi. Uygulamaların bu özelliğinden rahatsız olan kullanıcılar şikâyetlerini şirkete iletti ve Facebook bu şikayetleri dikkate alarak yeni özelliğini geliştirdi.

Bu sayede hem üçüncü parti uygulamalardan gelen kullanıcıları kaybetmeyen Facebook hem de o kullanıcıların daha mutlu olmasını sağladı. Ayrıca site üzerinde gereksiz reklam içeren gönderilerin önü bu sayede alınmış oldu.

facebookuygulamaonaypaylaşım

22 Ağustos 2013 Perşembe

Mobil SEO

Mobil internet kullanımı her geçen gün artış göstermekte ve hatta her yıl neredeyse ikiye katlanarak büyümekte. Durum böyleyken de web sitelerinin hala mobil uyumlu olmaması da inanılmaz büyük kayıplar yaşatmakta.

Türkiye’de internete mobil olarak bağlanan 10 milyondan fazla kişi bulunmakta. (Toplam internet abonesinin 25 milyon üstü olduğunu düşünürsek neredeyse Türkiye’nin yarısı internete mobil olarak bağlanmakta.)

Öte yandan günümüzde özellikle Twitter ve Facebook gibi sosyal mecralara girişler %50′nin üstünde olarak mobil aygıtlar aracılığı ile gerçekleşmekte. Bu tarz popüler mecralar aynı zamanda ciddi trafik kaynağı web siteleri olduğundan, paylaşımlarınızın, reklamlarınızın daha çok hangi kullanıcılara ulaşacağı da belli gibi.

Grafikte görüldüğü üzere 2012′nin ilk çeyreğinden, 2013′ün ilk çeyreğine kadar mobil trafiğin %78 olarak büyüdüğü gözlemlenmekte.

 

SEO’da başarının sırlarından biri de çağa ayak uydurabilmekte gizli. 5-10 yıl öncenin tasarımsal yapıları ile ayakta durmaya çalışan web siteleri günden güne güç kaybetmekte. Mobil internet kullanıcıları bu denli fazlayken ve mobil trafik her geçen gün artıyorken ilk adım web sitelerimizi mobil uyumlu hale getirmek olmalı.

Arama motorları da mobil bölümlerinde gerçekleştirilen sorgulara özel olarak mobil uyumlu web sitelerini ön plana çıkarmaktadır.

Şimdi Mobil SEO için neler yapmalı konusuna değinelim:

Öncelikle nasıl web sitemizi arama motorlarına bildirmek için Site Haritası hazırlıyorsak, mobil bölümlerimiz için de Mobil Site Haritaları hazırlamamız gerekmekte.

Burada mobil bölüm URL’ini farklı olarak görüyoruz fakat bazı sitelerde aynı URL hem mobil hem de PC uyumlu olarak açılabilir. Örneğin TAMSEO.com.tr tek URL’de herhangi bir yönlendirme olmadan hem mobil hem de PC uyumlu olarak hizmet vermekte.

 

Sonrasında ise mobil ziyaretçilerinizi otomatik olarak mobil bölümünüze yönlendirmek için ayarlamalar yapmanız gerekmekte. Tabi bu ayarları doğru gerçekleştirmelisiniz aksi durumda ciddi sıkıntılara sebebiyet vermiş olursunuz.

Mobil kullanıcıların alışkanlıkları, PC kullanıcıların alışkanlıklarına göre ciddi farklılıklar göstermektedir. Bu farklılıkları göz ederek, sağlıklı, sade, kullanıcı dostu mobil bölümler tasarlamanız gerekmekte.

Her şey kolay ulaşılır olmalı ve gereksiz detaylardan arındırılmalıdır.

Mobil SEO’da dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli konu ise, mobil bölümünüz ile masaüstü bölümünüz arasında içerik açısından farklılıklar olmamalı. PC sürümünde başka bir bilgi ve aynı URL’in mobil sürümünde farklı bir bilgi içermekteyse eğer bu durum GİZLEME hatası içine girdiğinizi göstermektedir ve Google Kalite Kurallarını ihlal ettiğiniz manasına gelir.

Mobil internet kullanıcılarının, PC kullanıcılarından en büyük farkı daha kısa aramalar yapmalarıdır. Long Tail Keywords adlı makalemizde PC kullanıcıları için uzun kuyruk anahtar kelime aramalarının ne denli olduğundan bahsetmiştik fakat mobil sürümde aynı durum söz konusu değil. Mobil kullanıcılar için uzun aramalar yapmak resmen işkencedir bu nedenle bu konuda düzenlemeler yapmak faydalı olacaktır.

Özellikle mobil kullanıcılar için mobil bölümlerinizi daha hızlı tutmanızda fayda var, bu nedenle websitenizin mobil bölümünü gereksiz her grafikten arındırmak hızlı erişim açısından faydalı olacaktır.

Öte yandan yapılan araştırmalar mobil internet kullanıcılarının, PC kullanıcılarına göre daha fazla paylaşımcı olduklarını göstermektedir. Mobil kullanıcılar için de içeriğinizi, ürününüzü paylaşmaya yönelik atılımlar yapmak faydalı olacaktır.

 

Rating: 5.0/5 (3 votes cast)

SEO Şirketleri

Her köşe başından bir SEO uzmanının çıktığı günümüzde, ticari ya da bireysel amaçlar fark etmeksizin tüm site sahiplerinin muhakkak önemsemesi gereken bu konuda yüzlerce gerçek ve tüzel kişi yardım elini uzatmayı teklif ediyor. Son yıllarda sayısı görmezden gelinemeyecek kadar artan SEO şirketleri arasında birkaç hafta içinde istenen Google sorgularında zirveye oturmayı vaat edenler dahi bulunuyor. Uzun soluklu, doğal ve istikrarlı bir çalışma temposuna girmek yerine adeta “şapkadan tavşan çıkarmayı” vaat eden bazı SEO şirketleri, az ya da çok konuyla ilgilenenlere hızlı sonuç verecek hizmetler sunuyor veya sunduğunu iddia ediyor. Referans, güvenilirlik, şeffaflık, uzmanlık, analiz, projelendirme, takip ve güncelleme gibi SEO odaklı hizmetler sunan şirketler için hizmet kalitesinin göstergesi olan konuların tamamı; herkesin SEO hizmetleri almadan önce bilhassa sorgulaması gereken unsurlardır. Zira doğallıktan uzaklaştıkça yarardan çok zarar verme potansiyeline sahip olan optimizasyon çalışmaları, her an patlamaya hazır pimi çekilmiş bir bomba misali vaatlerin hayal kırıklığına dönüşmesine neden olabilir.

SEO konusunda yardım teklife eden şirketin müşterilerine sunduğu hizmetlerin neler olduğunu tam manasıyla açıklamadan yalnızca boş vaatlerde bulunması ve bu vaatlerin cazibesine de inanmak, dijital dünyada bir başarı hikayesi olmayı beklerken tam tersten esen rüzgar sebebiyle hikayenin bir trajediye dönüşmesiyle sonuçlanabilir. Firmaların milyar dolarların döndüğü sanal dünyada beklediği kazancı elde edebilmesi için faaliyet gösterdiği sektörde kapsamlı anahtar kelime incelemeleri yapabilen, rakiplerin SEO odaklı çalışmalarını analiz edebilen, firmanın ticari hedeflerine ulaşmasını sağlayacak doğru rotayı çizebilen ve uzman ekibiyle bu hedefe ulaşılması için profesyonel hizmetler geliştirebilen bir firmayı seçmesi gerekir. Ticari faaliyetlerin yürütüldüğü sitelerin tamamına aynı çalışmaları sunmak rasyonel anlamda beklenen faydanın sağlanmasına yardımcı olmazken, çalışmalara firmanın hedef kitlesini tespit etmek ve bu müşteri kesiminin arama alışkanlıklarını tanımlayarak başlamak doğru seçim olacaktır. Bu da ancak hizmet alınan SEO şirketinin uzmanlığı ve deneyimi doğrultusunda mümkün olabilir. Ayrıca aynı sektörde faaliyet gösteren ve birbirinin rakibi olan birkaç firmanın tamamına SEO hizmetleri sunan ya da sunduğunu iddia eden gerçek ve tüzel kişilerden de özellikle uzak durmaya dikkat edilmelidir.

Firma sahiplerinin büyük beklentiler içine girerek çalıştığı şirketler, popüler bir veya birkaç yüksek arama hacmine sahip olan kelimede beklenen yükselmenin sağlanması için mutlaka uzun soluklu ve doğal bir çalışma yöntemi benimsemelidir. Doğrudan en yüksek arama hacmine sahip olan tek bir kelime yükselmeyi vaat eden bu doğrultuda çalışmalar yapmaya başlayan bir SEO şirketi akıntıya karşı kürek çeker ve aylar geçmesine karşın olduğu yerde kalmaya devam eder veya akıntının gücüne yenik düşerek daha da gerilere düşer. SEO çalışmalarının hiçbiri kişilerin tekelinde olmadığından, hizmet alınan firmanın sağlayacağı faydanın her zaman rakip firmaların çalışmalarıyla da orantılı olduğu unutulmamalıdır. Bu sebepten ötürü istenen yükselmenin sağlanması için doğrudan herhangi bir fayda sağlamayacak ezbere yapılan çalışmalara başlamadan önce rakip firmaların SEO anlamında ne tür çalışmalar yürüttüğünün incelenmesi ve bu doğrultuda firma sahibinin hedefine ulaşmasını sağlamak için yürütülecek çalışmanın içeriği belirlenmelidir. İstenen kelimelerde yapılan arama sonuçlarında uzun zamandır oldukça kapsamlı ve istikrarlı adımlarla SEO odaklı çalışmalar yürüten bir firmanın üzerine çıkmak, basit ve yetersiz çalışmalarla mümkün olmayacaktır.

SEO hiçbir zaman tek noktadan bakılan ve tek bir tarafa odaklanarak yürütülen çalışmalarla mutlak başarı sağlanan bir kavram olmamıştır. Bu doğrultuda firma sahiplerinin istenen başarıyı elde etmesi ve bu başarının da daimi olması için vizyon sahibi, geniş bir perspektife sahip olan, rasyonel ve “ne yaptığının farkında olan” bir SEO şirketiyle çalışması gerekir. Nasıl ki doğru altyapı olmadan yüksek hızlı bir internet bağlantısına sahip olmak mümkün değilse, doğru ön çalışmalar yapılmadan yani SEO altyapısı yapılandırılmadan firma sahiplerinin hedeflerine ulaşması da mümkün değildir.

Rating: 5.0/5 (3 votes cast)

18 Ağustos 2013 Pazar

Penguin 2.0 için Kapsamlı Analizler Yazı Dizisi: Reeds.com

Geçtiğimiz hafta ilkini yayınladığımız, Kapsamlı Penguin 2.0 Analizleri Yazı Dizisi’nin ikincisinde yine LRT’nin Penguin 2.0 güncellemesi ile ilgili yayınladığı öğretici vaka analizini SEOZEO olarak sizler için değerlendirdik. Reeds.com’un Penguin 2.0 güncellemesi sonucu aldığı cezayı tüm detaylarıyla beraber inceleyeceğiz. İlk yazımızda olduğu gibi bu yazımız da analizlerle birlikte görsel açıdan çokça detaylandırılmıştır. Avusturya’lı SEO uzmanlarından Christoph Hoffinger’in incelediği “Reeds Penguin 2.0 Penalty- the 3rd Deep Dive Analysis” başlıklı bu vaka çalışmasında yine Avusturalyalı link analiz sağlayıcısı LRT’nin verilerinden faydalanacağız. Bu vaka analizinden yola çıkarak ve kendi yorumlarımı da ekleyerek anlamlı sonuçlara ulaşacağımızı düşünüyorum. Bu yazı ile Penguin 2.0 güncellemesinin hangi durumlarda olumsuz sonuçlar doğuracağını hep beraber göreceğiz. Keyifle okuyacağınızı umuyorum.

Bildiğiniz üzere link inşaası ile ilişkili olan küçük büyük pek çok site Matt Cutts’ın 22 Mayıs günü duyurduğu Penguin 2.0 güncellemesi ile ani trafik düşüşü ile karşı karşıya kaldı. Bunlardan biri de Reeds.com idi. Reeds, 1946’da Amerika’da kurulmuş bir e-ticaret sitesi. Toplamda 66 adet satış mağazası olan büyük bir firma. Fakat gördüğünüz gibi, Penguin 2.0 güncellemesi köklü geçmişinize bakmaksızın sizi kara listesine alabiliyor.

Bulunabilirlik Değerleri

İlk olarak bulunabilirlik değerlerindeki düşüşü ele alarak performans düşüşünü gözlemleyelim. Reeds.com pek çok alt domainlerden oluşan bir sitedir. Bu nedenle ana alan adını ve alt alan adlarının düşüş oranları farklılık göstermektedir.

İlk vaka analizimizde de bahsettiğimiz üzere Marcus Tober, 23 Mayıs 2013’te Searchmetrics blogunda yayınladığı yazıda Penguin 2.0 güncellemesinden en fazla etkilenen sitelerin listesini vermişti. Bu listeye göre Reeds.com 40,5% oranında bulunabilirlik kaybı yaşamıştı. Listenin başını çeken bu oran, azımsanmayacak kadar ciddi bir orandı ve sert bir düşüşe yol açmıştı. Aşağıdaki grafiğe göre rakiplerine oranla çok daha ciddi bir SEO bulunabilirliği kaybı yaşıyorken, rakipleri ise arama motorlarındaki  bulunabilirliklerini artırmışlardı. SEO bulunabilirliği; arama yapılan kelimelerin arama hacmi, Reeds.com ilgili kelimelerde ne sıklıkla ve hangi pozisyonda yer alıyor ve trafik dağılımının istatistik değeri gibi dataların analizinin sonucudur. Bunun nedeni, rakiplerinin Reeds.com’un düşüşünden kazançlı çıkması veya Reeds.com’un detaylı olarak inceleyeceğimiz düşüş sebeplerine sahip olmaması olabilir.

Az önce Reeds.com’un pek çok alt domainleri olduğunu belirtmiştik. collections.reeds.com, watches.reeds.com gibi toplamda 16 tane farklı trafik değerlerine sahip alt domaini bulunmaktadır.

Yukarıdaki tabloda her alt domain ayrı ayrı incelenmiş ve özetlenmiştir. Gördüğümüz gibi Penguin 2.0 öncesi ve sonrası arasıdaki en yüksek trafik farkı, Reeds.com’dan sonra bridal.reeds.com’a aittir. Yüksek bulunabilirlik değerine sahip olan alt domainler daha çok trafik kaybetmiştir. Aynı zamanda trafik kazanan alt domainler de mevcuttur. Buradan “Penguin 2.0 güncellemesi her alt domaine farklı cezalarla yansımıştır.” sonucunu çıkarabiliriz. Yani alan alt alan isimlerinin Google’da tam olarak farklı alan adları şeklinde değerlendirildiği sonucuna erişebiliyoruz.

Son olarak Reeds.com’un arandığı anahtar kelimelere ve yaşadığı düşüşleri incelersek, görüyoruz ki “engagement rings (nişan yüzükleri), Pandora bracelets (Pandora bilezikleri) ve kay jewelry (kay mücevher) aramalarında en fazla düşüşü yaşamıştır. Aşağıdaki tablodan bunu detaylı olarak görebilirsiniz.

Rakiplerine Göre Reeds.com Nerede?

İlk olarak Reeds.com’un ve en büyük 4 rakibinin domain metriklerine ait değerlerine bakalım. Bu rakipler; bluenile.com, jared.com, macys.com ve tiffany.com’dur. Kıyaslama noktasında önemli olan iki değer CEMPER Power ve Trust değerleridir.Bu değerlere Reeds.com’un ve rakiplerinin “profil karnesi” diyebiliriz. Yiğit’in “Penguin 2.0 Kapsamlı Yazı Dizisi”nin ilk yazısında da bahsettiği gibi optimum durum, Güç(Power) ve Güven(Trust) değerlerinin dengede olmasıdır. Bu karne, detaylı bir analize başlamadan önce doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Çünkü rakiplerinin değerleri genel anlamda dengeli iken, Reeds.com’un Power değeri Trust değerinden oldukça yüksektir. Bu da Reeds.com’un “spam link profili”ne sahip olduğuna işaret olabilir.

Reeds.com Link Profili Değerlendirmesi

Link profili değerlendirmesinin yapılma amacı, mevcut linklerin Reeds.com’a etkisini analiz etmektir. Link değerleri, link etiketi (anchor text) dağılımı, ana sayfaya ve alt sayfalara giden toplam link gibi metrikleri inceleyeceğiz. Bu analizler ile elde edilen sonuçlar sıralama kaybının sebeplerini gösterecektir.

Link Değerleri

Link profili değerlendirmemize Reeds.com’un link değerlerini inceleyerek başlayalım. Yukarıda genel olarak Reeds.com’un ve rakiplerinin Güç (Power) ve Güven (Trust) değerlerine bakmıştık. Şimdi ise, link değerlerini toplam link yüzdeliklerine göre kıyaslayacağız. Aşağıdaki grafiğe göre, Reeds.com’un link değerleri rakiplerinin link değerlerine göre oldukça düşük olduğu görülüyor. Link değerlerinin 80%inin Güç*Güven (Power*Trust) değeri 0-3 arasında olması çok da standart olan bir durum değil. Bu da gösteriyor ki, çok sayıda düşük değerli link olması sıralama kaybına yol açıyor olabilir. Rakiplerinin 5-7 arasındaki ve üzerindeki link değerleri, Reeds.com’unkinden oldukça fazladır. Bu da Reeds.com’un yüzleştiği bir diğer dezavantaj olabilir.

Anchor Text Dağılımı

Anchor text, bir linkteki tıklanabilir kelimedir. Yani, link verirken kullanılan anahtar kelimedir. Link Research Tools (LRT) sistemindeki kelime gruplandırmaları ciddi anlamda kapsamlı analizler sunmuştur. Bu konuda bir önceki vaka analizinde Yiğit’in de belirttiği kelime gruplarını tekrar değerlendirip özel olarak değerlendirmekte fayda var. LRT’nin kelime gruplandırmaları ise şu şekildedir:

Brand (Marka) - (sadece marka adını içeren tamamen doğal ve organik yapılar) - (Reeds & reeds.com gibi)Money (Para) - (tamamen sıralama edinmek için alınan anchor textler) - (engagement rings & Pandora bracelets gibi)Compound (Bileşik) - (money ve brand yapılarının birleşimi) - (Reeds engagement risks & Reeds pandora bracelets gibi)Other & Generic (Diğerleri) - (anahtar kelime içermeyen yapılar) - (read more & check this prices & learn more)

Reeds’in anchor textlerinin 13%’ü branded keywords iken rakiplerinde bu oran en az 80%’dir. Money anchor text oranı ise 82%’dir. Google’ın en sağlıklı bulduğu anchor text yapısı brand anchor textlerdir. Bir diğer başarılı SEO aracı olan Cognitive SEO’un blogunda yayınlanmış “How to Check Your Brand vs Commercial Anchor Text Ratio” başlıklı blog yazısı da bunu ispatlıyor. Brand anchor textler, Google’a “güvenilir” sinyali gönderirken, money anchor textler sadece “sıralama gayesi taşıyan güvenilirliliği tartışılan” sinyali gönderir.

Bunun dışında en sağlıklı link yapısı Penguin dostu anchor textlerdir. Penguin dostu anchor text yapısı brand (marka) adını kesinlikle içermelidir. Reeds.com için Penguin dostu anchor textimiz “For the best Reeds engagement rings” olabilir. Bu durumda money anchor text oranının fazla olması Reeds.com için oldukça büyük bir problem yaratmaktadır. Yani, ortada Reeds.com için dezavantaj yaratan tam bir tezatlık vardır. Ayrıca yukarıdaki açıklamamızda da Brand(Marka) kelime grubu için “tamamen doğal ve organik yapılar” demiştik. Bu durum da gösteriyor ki, Reeds.com linklerinin büyük bir kısmını doğal olmayan bir mimari ile edinmiştir.

Alt Sayfalara Giden Link Oranları (Deep Link Ratio)

Bu analizimizde ise ana sayfaya ve alt sayfalara giden link oranlarını inceleyeceğiz.

 Reeds.com’un alt sayfaya giden link oranı 59%, rakiplerinin ise 49%’dur. Yukarıdaki analizimizde brand (marka) anchor text oranının 13% olduğunu gördük. Bu durumda doğal olmayan bir yapı gözümüze çarpmaktadır. Çünkü ana sayfaya giden link oranı 42% iken, brand (marka) anchor text oranı sadece 13%’tür. Yüzdeler arasındaki uçurum, ana sayfaya giden linklerin tamamının brand (marka) anchor text ile gelmediği anlamına gelmektedir.

Christoph Hoffinger’in buradaki görüşü, Reeds.com’un ana sayfaya ve alt sayfalara giden link oranlarının rakiplerinden farklı olması bulunabilirlik kaybına yol açmıştır. Ben Christoph Hoffinger ile aynı görüşte değilim. Şahsen rakipler ile Reeds.com arasında fark olması sıralama kaybı yaratmayacağını düşünüyorum. “Deep Link Ratio”nun tanımına baktığımızda, diğer web sitelerinden ilgili sitenin en çok hedeflenen sayfalarına çıkan link sayısıdır. Bu durumda Reeds.com, ana sayfası dışında alt sayflarına da trafik çekmek istemiş olabilir, ki yukarıdaki grafik bunu desteklemektedir.

Money Anchor Text Dağılımı

Genel olarak anchor text dağılımlarını inceledik. Şimdi ise money anchor textleri açalım. Burada dikkat etmemiz gereken, aynı kelimeden kaç adet link geldiğidir ve toplam linklerin yüzde kaçını oluşturduğudur.

Yukarıdaki tabloyu incelediğimizde jewelry, diamond rings, reeds jewelers ilk sırada yer almaktadır. Reeds.com’un bulunduğu sektör “mücevher” sektörü olduğu için “jewelry(mücevher)” kelimesine biraz daha imtiyazlı olabiliriz. Fakat kalan kelimeler için gelen link sayıları oldukça fazla. Ayrıca en yüksek 9 kelime arasından sadece 1 adet marka adını içeren kelime olması pek de doğal görünmemektedir. Yukarıda da bahsettiğim gibi brand anchor text, doğal link yapısı için çok önemli bir nokta. Halihazırda yukarıdaki grafikte sıralanmış anchor textlerle bu kadar çok link gelirken, bunların çoğunun brand adını da içermesi çok daha doğal duracak ve belki de Reeds.com’u bu kadar yüksek oranda sıralama kaybına uğramayacaktı.

Ayrıca “jewelry” kelimesi ile link veren sitelere ait bağlantıların Güç*Güven (Power*Trust) değeri oldukça düşük ve dahası, çoğunun Güven (Trust) değeri Güç (Power) değerinden de düşük. Güç (Power) değeri, tıpkı Google’ın Page Rank algoritması gibi toplam link sayısı ve değerlerine göre web sayfanızın değerini gösterir. Güven (Trust) değeri ise, Google gözünde sayfanızın güvenirliliğini gösterir. Özellikle ne tür sitelerden link aldığınız – güvenilir veya spam- Güven (Trust) değerinizi etkiler.

 

Yukarıdaki grafiği incelediğimizde “clearance” hariç en yüksek bulunabilirlik kaybına uğrayan kelimelerin en yüksek yüzdelik paya sahip anchor textlerinin money olduğunu görüyoruz. “Anchor Text Dağılımı” kısmında da Reeds.com’un rakiplerine göre çok daha yüksek oranda money anchor texte sahip olduğunu görmüştük. Tüm bu verilerimizi birleştirirsek şunu elde ederiz: Yüksek oranda money anchor texte sahip olmak, Reeds.com’un sıralama kaybına yol açan sebeptir.

Metin ve Görsellerden Gelen Linkler

Reeds.com’un sıralama kaybına yol açan faktörlerden birinin link çeşitlerinin dağılımı olup olmadığını inceleyeceğiz. Aşağıdaki grafikten de görüldüğü gibi yüzdelik olarak metinlerden gelen linkleri fazla olan kelimeler daha çok sıralama kaybı yaşamıştır. Bu, metinlerden gelen linklerin olumsuz sonuçlar doğuracağı anlamına gelmiyor tabii ki. Bu noktada metin içinden hangi anahtar kelimelerle link alındığı önemlidir. Yüzdelik olarak en yüksek paya money anchor text sahip olduğundan, metin yoluyla gelen linklerin en yüksek sıralama kaybıyla karşılaşmasının sebebi de budur.

Link Gelen Site Çeşitleri

Yukarıdaki analizimizde çoğu linkin metin yoluyla geldiğini gördük. Şu anda aydınlatılması gereken konu ise hangi sitelerden link geldiğidir. Herhangi bir analiz yapmadan diyebiliriz ki çoğu link bloglardan gelmektedir.

Ve aşağıdaki grafik de bu tezimizi ispatlamaktadır. Bu da “Bloglardan link gelmemelidir.” anlamına gelmiyor. “Money Anchor Text Dağılımı” bölümünde link gelen sitelerin kalitesiz Güç*Güven (Power*Trust) değerlerine sahip olduğunu hep beraber görmüştük. Yüzdelik olarak daha çok bloglardan link alan alt sayfalarda daha çok sıralama kaybının yaşanmasının sebebi de kalitesiz bloglardan link gelmesidir.

Aşağıdaki grafikle de şüpheli, tehlikeli ya da sağlıklı sitelerden gelen linklerin yüzdeliklerini görüyoruz. Bu grafiğe göre Toxic, en tehlikeli linklerdir ve reddedilmesi gerekmektedir. Suspicious (Şüpheli), düşük Güç*Güven (Power*Trust) değerlerine sahip sitelerden gelen linklerin yüzdeliklerini gösterir. Healthy (Sağlıklı) ise hiç bir sıkıntı olmadığını göstermektedir. Bu durumda Toxic linkleri çok fazla olan ve Healthy linkleri düşük olan (20%’den düşük) alt sayfalar daha çok sıralama kaybına uğramıştır. Bazı analizlerimizde “clearance” ve “sale” diğer alt sayfa analiz sonuçlarımızla uyuşmadığından çemberin dışında kalmışlardı. Fakat, şimdi açıkça görüyoruz ki;

 “Sale” alt sayfasının sıralama kaybı sebebi çok fazla Toxic linke sahip olması “Clearance” alt sayfasının sıralama kaybı sebebi ise çok az Healthy linke sahip olması

Sonuç

Analizlerimizin sonuna geldik. Ve analizlerimiz sonucu gördük ki, Penguin 2.0 güncellemesinin sebep olduğu sıralama kaybının asıl nedeni dış bağlantılardır. Ne tür sitelerden link geldiği, hangi sayfalara yönlendikleri, link değerleri, anchor text dağılımları gibi faktörleri inceledik. Elde ettiğimiz sonuçlar ise:

Yüksek oranda money anchor texte sahip olmasıAynı anahtar kelime ile çok fazla link gelmesi (diamond rings gibi)Yüksek oranda metinlerden link gelmesi ve bunun doğal durmamasıBloglardan yüksek oranda link gelmesi ve yine aynı şekilde bunun da doğal durmamasıGüç*Güven (Power*Trust) değeri düşük linklere sahip olmasıDüşük oranda Healthy(Sağlıklı) linklere sahip olması

gibi sebepler Reeds.com’un sıralama kaybına yol açmıştır. Burada en önemli nokta “money anchor text” oranıdır. Analizlerimiz sonucu gördük ki, brand (marka) anchor text en doğal görünen yapıdır. Bu nedenle, anchor text stratejiniz bu nokta ile örtüşmüyorsa tekrar gözden geçirmenizi öneririm. Bunun dışında Güç*Güven (Power*Trust) değerlerinizi sık sık incelemelisiniz. Bunu LRT ve partnerlerimiz Moz ve Majestic SEO’dan rahatlıkla yapabilirsiniz. Sürekli kaliteli linkler almak elinizde olmayabilir, ama kalitesiz linkleri reddetmek elinizde. Bu nedenle “kötünün iyisi” yerine sadece “iyi”lerden oluşan bir link profiliniz olmasına oldukça dikkat etmelisiniz.

Benim anlatacaklarım bu kadar. Okuyup incelemesi uzun ve yorucu gözükse de şahsım adına merak uyandırdığı için oldukça zevkli ve öğretici bir yazı olduğuna inanıyorum. Bu kapsamlı analizi için Christoph Cemper ve LRT uzmanı Christoph Hoffinger’e ve bu konuyla ilgilenen ve merakla takip eden SEOZEO blogu okuyucularına teşekkür ediyorum.

Yazıyla ilgili tüm olumlu veya olumsuz tüm değerlendirmelerinizi ve sorularınızı dört gözle bekliyorum. Sizin yorumlarınızla daha da gelişeceğimize inanıyorum.

15 Ağustos 2013 Perşembe

Penguin 2.0 için Kapsamlı Analizler Yazı Dizisi: Cheapoair.com

Ajans olarak uzunca bir süredir süregelen sessizliğimizi nihayet bozma kararı alarak SEOZEO’yu blog yönüyle de çok daha güçlü kılma kararı almıştık. Ve nihayet yeni tasarımımızla karşınızdayız! Umuyorum ki yeni SEOZEO’yu siz de çok seveceksiniz. Her zaman sağda bulunan “öneriler?” bölümünden bize önerilerinizi iletebilir ya da varolan önerileri oylayabilirsiniz. Geride bıraktığımız bu dönemde, Penguen 2.0 güncellemesi ile beraber pek çok webmaster 23 Mayıs sabahını oldukça gergin geçirmişti. Matt Cutts’ın gönderdiği bu tweet ile blogunda detaylı olarak tanıtarak paylaştığı bu güncellemenin etkileriyle ilgili çok şey yazılıp çizildi. 3 ayı aşkın süredir devam eden suskunluğumuz süresince sizleri SEO gündeminden ve gerçekçi bilgi paylaşımından uzak bıraktığımız için çok üzgünüz. Bugün itibariyle başlayacağımız yeni yazı dizisinde, bir ay boyunca bendeniz Yiğit Konur ve SEOZEO’nun site-dışı SEO operasyonları direktörü Kübra ile beraber olacaksınız! Yeni tasarımımızla birlikte başladığımız bu yazı dizisi içerisinde dünyaca ünlü link analiz araçlarından LRT ile beraber Penguen güncellemesinin etkilerini gerçek verilerle ve vaka analizleriyle sizlere ileterek tahminlerimizi paylaşacağız. Editörlüğünü benim yürüttüğüm projede, kendi yorumlarımla size yazı boyunca eşlik edeceğim. Penguen’in artık sadece Google’ı anımsatmadığı bu hareketli yaz aylarında bu konudaki belgesellere mutlaka denk gelmişsinizdir! Fakar biz bu yazıda, Google tarafındaki Penguen güncellemelerinin nasıl çalıştığını ve Google’ın gerçek anlamda neyi hedeflediğini tartışacağız. Bunu yaparken kullanacağımız veriler ve çıkaracağımız anlamlı sonuçlarla verilere dayanan bazı tahminlerimizi sizlerle paylaşacağız.

Uzun zamandır, özellikle yurtdışı pazarında bu güncellemeye yönelik en temel beklenti, içerik pazarlaması ile elde edilen bağlantıların etkin bir biçimde yeniden değerlendirilmesi yönündeydi. Özellikle 2 yıl önce başlayan guest blogging (misafir yazarlık) aktivitelerinin, tamamen ücretli bir pazara dönüşmesi ve advertorial adı altında pazara düşmesiyle beraber Google’ın buna nasıl bir önlem alacağı büyük bir merak konusuydu. Google’ın bu tarafta herhangi bir iz yakalaması mümkün olmadığı savından ötürü  bu alanda toplu bir cezalandırma uygulayabilmesi teknik olarak henüz mümkün görünmüyor. Evet, herkesin beklediği üzere SEO artık daha zor bir aktivite haline geliyor! Daha önce Sosyalmedya.co’da yayınlanan röportajımda da bahsettiğim üzere, aslında bu güncellemeler başta SEOZEO olmak üzere bu alanda kendi güvenen pek çok ajansın sabırsızlıkla beklediği bir olaydı. Yapılan işin daha yüksek bir danışmanlık maliyeti gerektirmesi ve etkili bir stratejiyi artık zorunlu kılıyor olması pazarın sadece alanında yetkin olan şirketlere kalacağının göstergesi. Yazıya başlarken de belirttiğimiz üzere bu paylaşımda mümkün mertebe gerçek verilere dayanarak vaka analizlerini sizlerle paylaşmaya çalışacağız. Bu sebeple LRT’nin yayınladığı 6 farklı vakayı inceledikten sonra, en çok dikkatimizi çeken vakalardan birisi olan CheapoAir.com’u ele almaya karar verdik. Search Metrics’in genel müdürü Marcus Tober’in yayınladığı en çok kan kaybeden siteler listesini ele alarak, Avusturyalı link analiz sağlayıcısı LRT’nin verilerinden faydalanacağız.

Bulunabilirlik Skorundaki Ani Düşüşler

SearchMetrics ile LRT’nin ortak çalışması olan bu vakayı anlatırken öncelikle CheapoAir.com’i size tanıtmamız gerekiyor. Ülkemizde de çok sayıda örneği uçak fiyatı karşılaştırma sitelerinden biri olan kobayımız, uzun yıllardır trafiğinin büyük bir kısmını organik arama trafiğinden sağlıyormuş. Ancak bu güncelleme ile %40′ı aşan bir trafik düşüşünden söz ediyoruz. İlk bakışta bu rakamı azımsayabilirsiniz, ancak oldukça popüler olan bu projeye gelen “branded” yani sadece markanın kendisini içeren aramaların (cheapoair.com gibi) yoğunluğunu düşünürsek, geriye kalan anahtar kelimelerin trafiğinde çok ciddi bir düşüş olduğunu söyleyebiliriz. Oldukça iddialı kelimelerde global bir başarı temsil eden sitedeki sert düşüşleri grafikler üzerinde değerlendirelim.

1) “cheap hotels” aramasındaki ani pozisyon düşüşü

2) “plane tickets” aramasındaki ani pozisyon düşüşü

3) “cheap tickets” aramasındaki ani pozisyon düşüşü

Cheapoair’in her koşulda zor bir durumla karşılaştığını görmek oldukça mümkün. Tüm kelime gruplarındaki bu ani düşüşler, şirketin pazarlama departmanını henüz Mayıs ayından oldukça terletmişe benziyor. SearchMetrics’in en çok güvendiği metriklerden biri olan arama motoru bulunabilirliği, (SEO visibility) doğrudan doğruya trafiği ölçümlemekte oldukça doğru korelasyona sahip. Yani sektörünüzle ilgili tüm arama trafiğinde genel olarak nasıl bir artış olduğunu gözlemlemek istiyorsanız, kesinlikle bu metriği denemelisiniz. Aynı zamanda PPC pazarını da analiz edebilen bu araca göre, Cheapoair,trafik düşünü Adwords desteğiyle dengelemeye çalışmış. Grafiğin sonundaki trafik kırılımlarında bunu açıkça görebiliyoruz.

 

Dikkat Çekici Anchor Text Dağılımları

Problemlerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesi ve sorunun algınlanması için önce algoritmanın bu siteyi hangi yoldan yakalayarak cezalandırdığını incelememiz gerekiyor. Bu noktada bizim de ajansımızda en değerli araçlardan biri olan LRT ile yapılacak kapsamlı analizleri detaylı olarak inceleyelim. Penguen güncellemelerinin tamamının site-dışı SEO ile ilgili olduğuınu ele alarak bu seviyede yapılacak tüm işlemler elbette site-dışı SEO’nun genelini analiz etmeye yönelik oluyor. Cemper’in (LRT’nin bağlı olduğu ana şirket) sisteminde yer alan kelime gruplandırması özelliği sonuçların değerlendirilmesi için gerçekten çok etkili. Tüm anchor textlerinizi bir araya getirerek, sınıflandırma yapmanızı sağlayan bu sistem sonuçlara çok daha etkili bir şekilde bakmanızı sağlıyor. Buradaki genel filtreleri incelemek gerekirse:

Brand (Marka) - (tamamen doğal ve organik yapılar) - (cheapoair & cheapoair.com & Cheap oAir gibi)Money (Para) - (tamamen sıralama edinmek için alınan anchor textler) - (cheap tickets & cheap hotels gibi)Compound (Bileşik) - (money ve brand yapılarının birleşimi) - (cheapoair hotel tickets & cheapoair plane ticket gibi)Other & Generic (Diğerleri) - (anahtar kelime içermeyen yapılar) - (read more & check this prices & learn more)

olarak kategorize edildiğini görüyoruz. LRT’de hem Cheapoair.com’un, hem de rakiplerinin anchor text’leri üzerinden yapılan analizler sonunda tüm kelimelerin kategorizasyonu tamamlanmış. Artık sonuçları inceleyebiliriz!

1) Cheap flights aramasındaki anchor text dağılımları

“Cheap flights” aramasında ilk 10 sırada yer alan tüm sitelerin, sahip olduğu backlinklere ait anchor text dağılımlarının genel bir istatistiğini incelediğimizde:

Turuncu ile gösterilen bölümde, Penguen güncellemesi ile cezalandırılan kobayımız Cheapoair.com’u görüyoruz. (You olarak belirtiliyor) En soldaki yeşil alan ise ilk 10 sıradaki sitelerin oluşturduğu ortalamayı gösteriyor. “Money” olarak adlandırılan, tamamen SEO odaklı anchor text’ler ile gelen backlinklerde ezici bir üstünlük sağlanıyorken, “Brand” yani markayı ön planda tutan masum anchor text seviyelerinde ise ortalamanın nerede ise 3′te 1′i değerinde olduğunu görüyoruz. Bu da haliyle sitenin Google tarafındaki güvenini ciddi oranda kıran değerlerden birisi. Öte yandan “compound” kullanımın sağlıklı olduğunu düşünürsek, %12 oranını ciddi bir problem olmadığını söyleyebiliriz. Bu istatistiği değerlendirdiğimizde, bir sitenin bu kadar çok “Money” anchor text’inin olması kesinlikle organik bir yapı sağlamıyor. Özellikle Google’ın yaptığı genel değerlendirmenin sektör seviyesinde olduğunu düşünürsek rakiplere göre bir kıyaslama yapmak oldukça etkili sonuçlar sağlıyor. Bu durumun istisnai olup olmadığını anlamak için, sıralama düşüşü yaşanan diğer iki kelimedeki istatistiği de değerlendirelim;

2) Cheap tickets aramasındaki anchor text dağılımları

Bir diğer önemli anahtar kelime olan “cheap tickets” aramasındaki genel dağılım da şaşırtmıyor:

Burada da genel sektör ortalamasının oldukça altında bir brand anchor text kullanımı görüyoruz. Bir önceki istatistiğe göre ilk 3′te ve ilk 5′te daha yoğun bir kullanım varken, Cheapoair oranını koruyor. Compound tarafında, yaptıkları link inşaası kampanyasının bir etkisi sonucu halen yüksek olmalarına rağmen, money anchor textler’de ezici bir fazlalık sözkonusu. Bunun Google’ın değerlendirme kriterleri arasında gözden kaybolması ya da tolere edilmesi mümkün olmayacak kadar yüksek bir oran olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz.

3) Cheap airline tickets aramasındaki anchor text dağılımları

Diğer rakiplere göre biraz daha spesifik yani long-tail (daha talep odaklı ve uzun) bir aramada, oranlar bakalım değişecek mi;

Burada ortaya çıkan istatistikler de aslında diğerlerinden farksız. Cheapoair, düşük olması gereken her yerde değerde yüksek, yüksek olması gereken tüm değerlerde de düşük bir oranda görülüyor. Bu istatistiklerden elde ettiğimiz çıkarım, alınan cezanın büyük olasılıkla anchor text dağılımından geldiği yönünde. Ancak sorunu daha net tespit etmek ve diğer faktörleri anlayabilmek için araştırmamıza devam edeceğiz.

Metriklerin Kıyaslanması

Cezalandırılmış bir site üzerinde araştırma yapıyorken, diğer bilinen bir diğer teknik ise pek çok farklı sağlayıcının güven ve güç metriklerinin karşılaştırılmasıdır. Google’ın PageRank sisteminin son yıllarda hiç bir şekilde etkili sonuç vermemesi sonucu oluşan en önemli pazarladan birisi de PageRank’i simüle eden metrik değerleri. Bununla beraber Türkiye’de yaygınca bilinenin aksine hiç bir şekilde dışarıyla paylaşılmayan TrustRank metriği hakkında da yapılan tersine mühendislik çalışmalarının sonucu alternatif metrikler oluşuyor. Pek çoğu, güç ve güven temsili olarak ikiye ayrılıyorlar. Örneğin Moz’un metrikleri MozRank ve MozTrust iken, yine partner şirketlerimizden Majestic SEO’nun TrustFlow ve CitationFlow metrikleri bu değerleri simüle ediyor. Bu vaka analizi çalışmasının sahibi Christoph Cemper’in şirketi LRT’nin metrikleri ise CemperPower ve CemperTrust. Şimdi bu metrikleri ve rakiplerin oranlarını eş zamanlı karşılaştıralım.

Buradaki kritik nokta, güç ve güven metriklerinin her zaman dengede olmalı. Rakipleri değerlendirdiğimizde, bunun en iyi örneğini TripAdvisor’da görebiliyoruz. Yüksek bir güven değerine sahip olan sitenin, bu başarıyı elde etmesinin arkasında çok sayıda otorite siteden aldığı bağlantılar var. Zaten TrustRank’i simüle eden bu metrikler, dünyada otorite olarak işaretlenen kaliteli sitelerden aldıkları linklere ya da buralardan link alan sitelerden aldıkları linklere göre değerlendiriliyorlar. Yani yüksek bir TrustRank değeri elde etmek için, elle işaretlenmiş sitelerden bağlantı edinmiş bir sitede tanıtılmanız bile yeterli olabilir. Temel kriter otorite işaretlenmiş sitelere mümkün olduğunca yakın olmaktan yana.

Bu vakada Cheapoair’in durumuna geri dönecek olursak, diğer rakiplerine benzer bir profil çizmesine rağmen en düşük güven oranına sahip alan adlarından biri olarak görülüyor. Bunun en temel sebebi kurulan link inşaası kampanyasının tamamen yeni oluşturulan siteler üzerine kurulması veya elde edilen linkllerin otorite sitelere link seviyesi olarak çok uzak olması olabilir. Bu durumu biraz sonraki analizimizde detaylı olarak ele alacağız.

Site Çapında Alınan Linkler

2008 yılından bu yana, pek çok tecrübeli SEO danışmanı site çapında linkler almanın ne kadar zararlı olduğundan sıkça bahseder. Özellikle footer alanından alınan bu linkler, tamamen sponsor ya da ücretli bağlantı temsilinde olduğu için oldukça zararlı sonuçlara yol açtığı ifade edilir. Bu vaka analizinde de özellikle üzerinde durulan konulardan birisi de site genelinde alınan linklere yönelikti. Benim bu metrikten beklentim, cheapoair’in çok sayıda site genelinde linke sahip olacağı yönündeydi, ancak sonuçlar oldukça şaşırtıcı görünüyor.

Buradaki analiz, birbirine en yakın 5 rakibin site genelinde aldığı linkleri karşılaştırıyor. Sonuç ise oldukça çarpıcı! Toplam backlink sayının, link alınan site sayısına bölümünden oluşan SWR (site-wide-link-ratio) oranı en yüksek çıkması beklenen Cheapoair.com en düşük sonucu getiriyor. Üstelik en güçlü rakibi tripadvisor’un 170 gibi ezici bir çoğunlukla üstünde olduğu bir yerde. Bu çarpıcı istatistik demek oluyor ki, site genelinden alınan linkler aslında sanıldığı kadar zararlı değil. Şahsi olarak  site geneli bağlantılarda ilgili siteden gelen en güçlü linkin (genellikle ana sayfa) etkisinin hesaplandığını ve geri kalanlarının önemsenmediğini düşünüyorum. Bu durumu detaylarıyla değerlendirdiğimizde görüyoruz ki Tripadvisor’ın bu denli çok SWR’ye sahip olmasının nedeninin pek çok otelin sitelerinin footer alanında insanların yorumlarını bıraktığı Tripadvisor profillerini yayınlıyor olmaları. Tamamen organik bir link kazanımı olan site geneli linkler, sıralamaları aşağı çekmek yerine yukarı çekebiliyor. Peki cheapoair.com’u bu kadar aşağıya taşıyan başka hangi değerler olabilir? Çarpıcı bir sonuçla daha karşılaşacağınız bir analizle devam ediyoruz.

Backlinklerin Link Değerlerinin Düşük Olması

Bir diğer şaşırtıcı istatistik ise gelen backlinklerin link değerlerinin analizine yönelik. CEMPER’in kendi metriklerini kullanıyor olması sebebiyle API maliyetinin de olmadığını ele alırsak, aslında oldukça maliyetli olabilecek güzel bir analiz verisi hakkında konuşuyor olduğumuzu söyleyebilirim. Bu çalışma dahilinde bir web sitesinin aldığı tüm bağlantılar tek tek incelenerek, PageRank’i 100′lük ölçekte simüle eden Cemper Power ve TrustRank simülatörü Cemper Trust ile sorgulanıyor. Ortaya çıkan değerler de aslında her bağlantının kendine özgü kalite puanını belirliyor. Bu istatistik için benim genel beklentim, çok sayıda düşük kalitede bağlantı olması yönündeyken yine beni oldukça şaşırtan bir sonuçla karşılaşıyorum.

Cheap flights aramasındaki sitelerin backlinklerinin link değerlerine göre analiziCheap tickets  aramasındaki sitelerin backlinklerinin link değerlerine göre analiziCheap airline tickets  aramasındaki sitelerin backlinklerinin link değerlerine göre analizi

Üstte yer alan grafiklerin hemen hemen tamamı aynı sonucu yarattığı için, hepsini paylaştıktan sonra genel yorumu paylaşmak istedim. Bu grafikleri görmeden önce sanıyorum pek çok SEO meraklısının aklına gelen ilk seçenek çok sayıda zayıf linkin bu cezaya sebebiyet verdiğine yöneliktir. Bu çok sayıda vaka için geçerli olabilir ancak burada bilinenin aksine bu durum tamamen farklı bir şekilde yorumlanıyor. İstatistikler gösteriyor ki, aslında cheapoair.com yaptığı çalışmada tamamen yüksek kalitede linkler edinmiş ve neredeyse hiç kalitesiz linke sahip değil! Düşük değerde linkler rakiplerinde fazlaca sayıdayken ve cheapoair çok daha kaliteli linklere sahipken neden böyle bir cezaya maruz kaldı? Hali hazırda ilk 3  ya da ilk 5 sırada olan sitelerin başarısının Google tarafından takdir edildiği gerçeğini görmezden gelmemiz de mümkün değil.

İşte burada farklı bir bakış açısıyla olaya yaklaşmamız gerekiyor! Aslında Cheapoair kalitesiz linkleri olduğu için değil, kalitesiz linkleri olmadığı için ceza aldı. Evet yanlış okumadınız. Oldukça çarpıcı olan bu istatistik, beni de çok şaşırtmıştı. Ancak derinlemesine düşündüğünüzde bana hak vereceğinize eminim. Her koşulda doğal bir link profili sağlamanın ne kadar önemli olduğunu pek çok yazıda onlarca kez okumuşsunuzdur. Link edinme stratejisi yerine, link satın alma bakış açısıyla yaklaşılan bir SEO projesinde sadece kaliteli linklerin inşaa edileceği konusunda sanıyorum hepimiz hem fikiriz. Her üç grafikte de gördüğümüz ortak nokta şu ki, cheapoair olması gerekenin bile çok çok altında bir zayıf link potansiyeline sahip. İlk etapta bir sitenin herhangi bir link değeri olmayan forum başlığında dahi tartışılabilmesi bekleniyor. Öyle ki, bu derece kaliteli linkler edinebilecek kadar üst segmentte bir sitenin öncesinde bazı standart seviyelerdeki yerlerden link alması gerekmez mi? 0-1-2-3-4 Cemper Power*Trust aralığında yer alan neredeyse hiç bir linki olmayan cheapoair, çok çarpıcı biçimde zayıf linkleri olmadığı için ceza almış olabilir!

İlgisiz İçerikteki Sitelerden Çok Sayıda Bağlantı Alınması

LinkResearchTools’un en çarpıcı özelliklerinden birisi de backlink profilinizi içeriklerine göre ayırt edebiliyor olması! Bu çarpıcı özellik sayesinde, kendi link profilinizi ya da bir rakibinizin linklerinin hangi içerik grubundaki sitelerden sıkça geliyor olduğunu kolayca gözlemleyebiliyorsunuz. Bu özellik her ne kadar Türkiye seviyesinde yapılan link analizlerinde çok etkili biçimde çalışmıyor olsa da, yurt dışında yaptığınız analizlerde kesinlikle çok çarpıcı bir veri sağlıyor.

Bir diğer çarpıcı istatistikte, yine Cheapoair’in fazlaca abartılı link inşaası kampanyasının sonuçlarını görebiliyoruz. Normal koşullarda ilk 3 sırada yer alan sitelerin seyahat ile ilişkili alan adalarından aldığı link sayısının yüzdesi %29 civarında iken cheapoair’de bu oran iki katından daha fazla! Yani tamamen kendi sektörünüze yönelik bir link inşaası süreci kurgulamanız sitenize zarar verebiliyor. Bu çarpıcı istatistiğin sonucunda, temalarına (içeriklerine) göre ayrılmış sitelerde “other” bölümü kalabalık duruyorken, cheapoair sadece seyahat üzerine bir link inşaası kurguladığı için dikkatleri üzerine çekiyor.

Link Edinme Trendinin Dengesiz Olması

Aslında sektörde uzun zamandır konuşulan bir diğer spam sinyali ise, dengesiz bir link inşaası grafiğine sahip olmaya yönelikti. Bu problemi doğuran en temel sebeplerden biri de elle kurgulanmış ve doğal olmayan link inşaası kampanyaları. Eğer çok sayıda linki kısa sürede edindiyseniz ve diğer aylarda hiç bir link çalışması yapmıyorsanız grafiklerde bunun yakalanması içten bile değil. Normalde çizgi grafikler halinde görmeye alıştığımız link velocity yani link edinme trendleri burada tamamen şekil değiştirerek yeşil ısı haritaları haline getirilmiş.

İlk sayfada yer alan rakiplerin, Penguen güncellemesi öncesi genel link alma oranlarına baktığımızda aslında çarpıcı ve sıradışı olan bir değer göremiyoruz. Yer yer inişlerin ve çıkışların olmasının çok doğal olduğu bu grafikte cheapoair oldukça masum görünüyor. Öte yandan göze batan grafiklerin bir kısmı için expedia.com ve insanelycheapflight’ı inceleyebilirsiniz. Bu biçimde düzensiz alınan bağlantılar da kesin olarak SEO başarınızı bir anda yerle bir edebilir!

Çalışmanın Özeti ve Sonuçlar

Genel olarak bu çalışmada göze çarpan tüm sonuçların aslında Penguen güncellemesinin sonuçlarının bir nevi test edilmesi olarak ele alabiliriz. Çünkü hatalı çalışmalar ve sonuçlarında meydana gelen ani düşüşlerde Google adeta spam tespit sinyallerini açığa çıkarıyor ve biz SEO ajansları için harika yol gösterici önerilerde bulununyor. Bu vakaya bağlı olarak, kesinlikle link inşaası sürecinde anchor text stratejinizi tekrar gözden geçirilmelisiniz. Öyle ki, Google’da hiç bir metriğin kesin bir üst sınırı olmamakla beraber tüm sınırlar başta SEOZEO olmak üzere pek çok büyük ajansın kendi araçlarıyla belirlediği rekabet çıtalarına göre belirleniyor. Tek başınıza kurguladığınız bir SEO çalışmasında bu verilere ulaşmak çok mümkün olmayacağı için sınırlarınızı kestiremeyebilirsiniz. Aynı zamanda aldığınız linklerin Power ve Trust değerlerini LRT, Moz ya da Majestic SEO gibi yerlerden sürekli olarak kontrol edip stratejinizi bu doğrultuda pivot etmeniz faydanıza olacaktır.

Sadece kaliteli linkler inşaa etmek değil, düzgün bir link profili için doğal süreçten geçmek gerekiyor. Bunun en önemli katkısı ise uzun vadede sürdürülebilir ve risksiz bir çalışma sağlamak yönünde olacaktır. Elbette bunu dengelerken her koşulda link grafiğimize dikkat etmemiz gerekiyor. Cheapoair, link trendlerinin kurbanı olmamış olsa da bir sonraki SEO kampanyanızda belki de siz bu filtreye takılabilirsiniz. Araştırmanın bir diğer çarpıcı sonucu ise site geneli linklerin sanılanın aksine o kadar da zararlı olmadığı yönünde. Bu konuda net bir veri olmasa da, footer linklerin hiç bir koşulda binlerce link değeri taşıyacağına inanmıyorum. Bu kampanyalar size zarar vermese dahi, ileriye taşıması yönünden oldukça yetersiz ve gereksiz bir yatırım olduğuna inanıyorum.

Bu konu hakkındaki fikirlerim ve düşüncelerim bu kadar! Uzun, yorucu ancak benim gibi data aşıkları için bir o kadar da keyifli bir yazı olduğuna inanıyorum. Bu kapsamlı çalışma ve veri analizi için öncelikle Christoph Cemper ve LRT uzmanı Harry Tschuggnall’a teşekkürlerimi iletiyorum! Aynı zamanda bu analizleri yorumlama fırsatını bana sağladıkları için de teşekkürü borç bilirim.

Yazıyla ilgili yorum ve değerlendirmelerinizi bekliyorum! Özellikle istatistikler ve analizler hakkında sizin de bakış açınızla birlikte çok daha zengin bir içerik yaratabiliriz.

En İyi 4 Site İçi SEO Analizi Aracı

Özellikle büyük e-ticaret sitelerinin optimizasyon projelerini yönetmek, SEOZEO’da en sık karşılaştığımız görevlerden birisi. Site-içi SEO operasyonlarından sorumlu bir ekibi yönetiyor olmak ve bu tarz siteler üzerinde iyileştirmeler yapmak ciddi bir emek gerektiriyor. Elbette bu süreçte, her zaman olduğu gibi insan faktörünü azaltabilmek için yaratılmış harika alternatiflerden faydalanmak mümkün. Sayfa sayısı 100+ olan her sitede, genel projeksiyonu daha rahat görebilmek için crawl analiz araçlarına ihtiyacınız olacaktır. Bu araçlar sayesinde sayfalarınızın SEO uyumluluğunu yorulmadan ve daha kısa sürede ölçümleyebileceksiniz. Bu yazımda SEOZEO’da müşterilerimizin operasyonlarında da sıkça kullandığımız bazı araçları tanıtacağım. Bahsedeceğim araçların bir kısmı ücretli, bir kısmı ücretsiz olsa da, genel olarak birbirini tamamlayan programlar olduğu kanaatindeyim. Değerlendirme sürecinde eş zamanlı bir şekilde kullanılmaları, birbirlerinin eksik yönlerini tamamlamalarına ve sizlerin çok daha etkili sonuçlara ulaşmanıza katkıda bulunacaktır.  Bu sayede, bu araçları kullanarak site-içi SEO düzenlemelerinize daha fazla hakim olabilir ve etkili optimizasyon stratejileri oluşturabilirsiniz.

Moz Pro

Yurtdışı partnerlerimizden olan Moz‘un bu aracı ile, küçük ya da büyük ölçekli olması farketmeksizin bütün projelerin site-içi SEO kondüsyonlarını, anlaşılır bir dille ifade edilen araştırma raporları sayesinde inceleyebilmekteyiz. “Anlaşılır” olarak ifade etmemin sebebi, konu hakkında üst düzey bilgi birikimi olmayan herhangi birinin bile, var olan durumu rahatlıkla gözlemleyebilecek olması. Ayrıca Moz Pro‘nun bir diğer avantajı ise, site-içi SEO analizinin yanı sıra; rakip analizi, sıralama takipleri ve link analizleri gibi bir çok farklı servisi de kullanıcılarına sunması. Tabi ki bu yazımda genel olarak site-içi SEO çerçevesinde kalacağım.

Genel olarak süreçten bahsederek konuyu genişletmek istiyorum. Öncelikle analiz etmek istediğimiz internet sitesine dair bilgileri girerek kampanyayı oluşturuyoruz. Kampanyayı oluşturduktan sonra, sitenin crawl edilmesi için gereken belirli bir süre mevcut. Özellikle büyük çaplı e-ticaret sitelerinin çok fazla alt sayfası bulunduğundan, bu crawl edilme işlemi bir kaç gün sürebiliyor. Tüm analizler tamamlandıktan sonra ise, bunları değerlendirme aşamasına geliyoruz ki, burası da açıkçası işin en kritik kısımlarından birisi. Ayrıca, bu değerlendirmeyi en doğru biçimde yapmak, bir diğer deyişle sitemizi Google gözünden değerlendirebilmek oldukça önemli bir nokta. Bunun nedeni ise, bu işlemin ardından yapmamız gereken değişikliklere de bu süreçte karar verecek olmamız.

“Crawl Diagnostics” sekmesine geldiğinizde, analiz edilen bütün sayfaları ve kondüsyonlarına ulaşabiliyorsunuz. Gördüğünüz örnek, orta çaplı bir e-ticaret sitesinin analizlerinin sonuçlarıdır. Sayfalardaki hatalardan ve dikkat edilmesi gereken noktalardan bahseden bu sayfada, detaylı olarak tüm sorunları görebilirsiniz. Sağ kısımda ise hangi konularda sıkıntılar yaşandığı ve ortalama kaç adet sayfanın bu soruna sahip olduğunu görmek mümkün. Yukarıda gördüğünüz “Show” butonu dahilindeki menülerini inceleyerek, sorunları tek tek analiz edebildiğiniz gibi, bunları “hata“, “ihtar” ve “bildiri” başlıkları altında da rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz.

Moz’un kesinlikle düzeltilmesi gereken “hata”lar olarak kullanıcıya geri bildirim verdiği analiz sonuçlarından bahsedecek olursak;

400 kodlu hatalar, 500 kodlu hatalar, eksik ya da kullanılmayan başlıklar, çift sayfa içerikleri, çift sayfa başlıkları ve robots.txt tarafında girişi engellenmiş sayfalar; Moz tarafından kesinlikle düzeltilmesi gereken önemli hatalar arasında yer alıyor. Örnekte sayısı her ne kadar fazla görünse de, uygun stratejilerin oluşturulmasıyla bu sorunların kısa sürede yavaşça azaldığını gözlemleyebileceksiniz. Bu hataların tam olarak tanımları konusunda kafa karışıklığı yaşayacak olursanız, her hata durumu için özel olarak düzenlenmiş sayfalardan detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Moz’da crawl analizleri, kampanyayı sonlandırmadığınız sürece belirli aralıklarla devam ederek, sitenin durumunu ve gidişatını tarafınıza bildirmektedir. Dilediğiniz takdirde, bu gidişatı raporlayarak PDF ya da Excel uyumlu bir şekilde alabilir, analizlerinizi ve düzenlemelerinizi bunlara bağlı olarak da devam ettirebilirsiniz. Bireysel bir kullanıcı ya da in-house bir ekip için, aylık 99 dolarlık Pro paketi uygun olmakla birlikte, büyük ölçekli ajans ve şirketlerin 199 dolarlık Pro Plus ve 499 dolarlık Pro Elite paketlerini kullanmaları faydalı olacaktır.

Screaming Frog SEO Spider

İnternet sitenizin organik aramalardaki performansını tam olarak anlayabilmek ve yapacağınız değişiklikler sayesinde Googlebot’ların sitenizi rahatça gezebilmesini sağlamak için Screaming Frog gerçekten vazgeçilmez bir program diyebiliriz. Screaming Frog, tam anlamıyla SEO süreçlerine uygun ve kullanıcı dostu bir masaüstü program. Özellikle büyük projeler için, Moz Pro aracındakine benzer 10.000 ya da 20.000 sayfa analizi sınırlaması olmadığından, önemli bir role sahip diyebiliriz. Bu sayede, manuel olarak belki de saatler alacak bir kontrol sürecini, dakikalara indirgeyerek bir çok farklı analiz sonucuna ulaşabilirsiniz. Hatta bu verilerden bazılarını Google’ın, kendi hizmeti olan Webmaster Tools’da bile paylaşmadığını düşünürsek, SEO Spider’ın ciddi bir veri madenciliği yaptığını ifade edebiliriz.

Biraz kullanımından bahsetmek istiyorum. Programı indirip kurduktan hemen sonra sürece başlamak oldukça basit. Sadece araştırma yapmak istediğiniz internet sitesinin URL‘sini adres çubuğuna girerek ve akabinde “start” tuşuna basarak süreci başlatıyorsunuz. Bununla birlikte tamamlanan sürecin ardından, farklı çeşitlerde oluşan sonuçlar ve veri göstergeleri listeleniyor. Yukarıdaki resimde de gördüğünüz üzere, bir çok ana başlık altında listelenen sonuçlar, kategorilerine göre ayrılmış durumdalar. Bu verileri sayfa yapılarına göre filtreleyip, istediğimiz sonuçları görmek ve irdelemek için kullanabiliyoruz. Kategorilerin içerikleri hakkında örnek verecek olursak; “Internal” olarak isimlendirilen kategorinin altında, site-içi linkleri ve hangi sayfalar arasında bağlantılar bulunduğunu kolayca görebiliyoruz. Bunun yanında, “status code” kolonu altında da rahatlıkla görebileceğiniz üzere, bağlantılanan sayfanın durumunu, sorunlu olup olmadığını ya da istediğimiz şekilde yönlenip yönlenmediğini kontrol edebiliyoruz. “External” sekmesinde de durum çok farklı değil. Genel olarak, site dışına verilen linklerden ve onların kondüsyonlarından bahsediyor. Ayrıca, verilen adresin tam linki, içeriği (resim, yazı, video vb.) ve yönlendirme şekilleri (status code) belirtiliyor.

Screaming Frog programının kullanıcılarına sunduğu diğer önemli analiz bilgileri ise “Page Titles” ve “Meta Descriptions” diyebiliriz. Bu analiz sonuçlarını inceleyerek, çift sayfa başlığı ve kayıp/eksik meta açıklaması sorunlarını rahatlıkla tespit edebiliriz. Bunların yanında; h1, h2 vb. başlık kullanımlarından görsel dosyaların analizlerine kadar, bir çok veriye rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

Screaming Frog, genel olarak oldukça başarılı bir program olsa da, bazı temel eksikliklerinin mevcut olduğunu söyleyebilirim. Bunlardan en önemlisi çift sayfa sorunu hakkında detaylı bir bilgilendirme bulundurmaması. Şahsi kanaatime göre, bu programı mükemmellikten tek uzaklaştıran nokta, ismi geçen konuda bir analiz verisi sunmaması. Yazımın başında da bahsettiğim gibi, araçları eş zamanlı kullanmak bu nedenle büyük önem teşkil ediyor çünkü, bu program aracılığıyla ulaşamadığınız çift sayfa sorununa dair analizlere ve raporlara, Moz Pro aracılığı ile kolaylıkla sahip olabiliyorsunuz.

 BrowSEO

Her ne kadar Screaming Frog ve Moz Pro sayesinde internet sayfalarımızın server hatalarından, çift sayfa başlığı sorunlarına kadar her çeşit analizlerine ulaşabilsek de, tam anlamıyla siteyi irdelemek ve Googlebot’ların internet sitemizi “kullanıcı gözüyle” nasıl gördüğünü daha iyi anlamak için BrowSEO gerçekten vazgeçilmez bir araç. BrowSEO, oldukça basit kullanımı ve analiz sonuçları ile diğer programlardan daha farklı bir yerde konumlanıyor. Verdiği bilgiler, diğer araçlara oranla çok daha kısıtlı olsa da, internet sayfanızda tam olarak nasıl bir yapı olduğunu gözler önüne seriyor. Hemen kullanımından bahsederek konuyu aydınlatmak istiyorum.

Adres çubuğuna direkt olarak sitenizin adresini yazıp girdiğinizde, anasayfanızın temel html görünümü ve sağ tarafta da bazı analiz raporlarına ulaşıyorsunuz. Özellikle geniş kapsamlı internet sitelerinde, görsel algıyı da oldukça arttıran BrowSEO; site-içi, site-dışı ve nofollow linkleri farklı renklerle (site-içi linkler için sarı, site dışı linkler için kırmızı) belirterek, nasıl bir link sistemi olduğuna dair görsel ve sayısal bilgiler sunuyor. “Head” başlığının altında ise, internet sitesinin başlık, meta açıklamaları, altyapı sistemi vb. temel bilgilerine yer veriyor.

Bu servis sayesinde, internet sitenizi tam anlamıyla Google’ın gözünden gördüğünüz için, bazı büyük sıkıntıları engelleme konusunda da çalışmalarda bulunabilirsiniz. Örneğin, internet sitenizde bulunmasına oldukça önem verdiğiniz, fakat flash, AJAX vb. yapılarla oluşturduğunuz içeriklerin, botlar tarafından algılanmadığını görebilir ve buna bağlı önlemler alabilirsiniz.

BrowSEO’nun diğer göze çarpan özellikleri ise, sayfa içerisinde bulunan bütün başlıklandırmalar hakkında bilgiler vermesi, olası bir aramada arama motorlarında nasıl görüneceği ve “Cloaking-Attempt” olarak adlandırılan, yukarıdaki örnekte de gördüğünüz, sayfaların Google’ın botları ile organik ziyaretçilere aynı şekilde görünüp görünmediğini test eden uygulamaların mevcut olması. Genel olarak görsel bir bilgilendirme yapan bu sistem ise tamamen ücretsiz olarak web tabanlı bir şekilde servis ediliyor. Tüm bu analizlerin çıktılarını ise “Download entire session” kısmından elde edebilmeniz mümkün.

Google Webmaster Tools

Google’ın site-içi değerlendirme algoritmalarını anlamanın en temel yolunun, yine Google’dan bilgi almak olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu nedenle Webmaster Tools‘u aktif ve efektif bir şekilde kullanmak, uzun vadeli ve kalıcı bir site-içi SEO başarısı için olmazsa olmazlar arasında. Bu aracın en güzel yanı, kesinlikle “çaylak dostu” olması. Google, konu hakkında bilgi birikimi ya da tecrübesi olmayan sıradan bir kullanıcıya uygun bir şekilde yaptığı düzenlemeler sayesinde, işleri oldukça basitleştiriyor. Webmaster Tools’u diğer servislerden ayıran bir diğer özelliği ise ücretsiz olması. Bunun yanında, mobil kullanıcılar için de imkanlarını sonuna kadar sunan Google, servisini mümkün olduğunca kullanılabilir hale getiriyor.

Webmaster Tools’un şüphesiz en büyük avantajlarından birisi, internet sitenizi Google’ın gözünden görebilmek. Her ne kadar BrowSEO’da da aynı durum olsa da, Webmaster Tools kadar detaylı bir bilgilendirme yapmıyor. Ayrıca bu araç sayesinde, direkt olarak hangi anahtar kelimelerin Googlebot analizlerine takıldığını görmek de mümkün. Eğer hedeflediğiniz anahtar kelimeler, Google tarafından algılanmadıysa, buna yönelik içerik stratejileri geliştirerek, konu hakkındaki durumunuzu düzenleme imkanına da ulaşmış oluyorsunuz.

Webmaster Tools’un en avantajlı noktalarından birisi ise, Tarama (crawl) hatalarını gözle görülür bir şekilde, tarihsel değişimiyle beraber gözler önüne sermesi. Yukarıdaki örnekte de gördüğünüz üzere, Google direkt olarak botlarına bağlı gelen sonuçları, internet sitesi sahibine bu yolla bildiriyor ve düzeltilmesi durumunda da bilgilendirilebilmesi için “Düzeltildi olarak işaretle” seçeneğini, kullanıcılarına sunuyor.

Bunun yanında, “Google gibi getir” aracını kullanarak, sitenizin ana ve alt sayfalarına ait indekslemeleri Google’ın gözüyle görebiliyorsunuz. Ağaç yapısı şeklinde düzenlenmiş bu çıktılara bağlı olarak, olumsuz SEO performansına neden olabilecek kısımları görebilir ve bunları engellemek adına önlemler alabilirsiniz.

“Google Dizini” sekmesinin altında ise, bugüne dek taranan ve dizine eklenen sayfa sayısına, robotlar tarafından engellenen içeriklere  bu sürecin gelişimine dair detaylı grafiklere de ulaşabilirsiniz.

Sonuç olarak;

Yukarıda bahsettiğim 4 aracın da, birbirinden farklı ve gerçekten etkili servisleri mevcut. Kapsamlı ve kaliteli bir site-içi SEO analizi yapmak ve en doğru sonuçlara ulaşmak için, tüm bu araçların eş zamanlı kullanılmasını tavsiye ediyorum. Her ne kadar zaman alıcı ve uğraştırıcı görünse de, bir kaç pratiğin ardından, işlerinizi kaliteli bir biçimde yoluna koyacağına inandığım bu araçlar hakkında daha detaylı bilgiye sahip olabilmeniz için ücretlilerin deneme sürümlerini, ücretsizlerin ise direkt olarak servislerini kullanmanızı öneririm.